SURİYE’DE BİR TÜRK BASKETBOLCU
SURİYE’DE BİR TÜRK BASKETBOLCU
Hatay-Hassalı
Kemal Canbolat, Fenerbahçe alt yapısında başladığı basketbol yaşamını, daha sonra Oyak Renault ve Anadolu Efes takımlarında sürdürür.
Canbolat, farklı liglerde Anadolu takımlarının formasını da giyer.
Sonra da bir sezon Litvanya’da oynar.
Sonra…Sonrası çok ilginçtir işte...
Basketbolda yeni durağı Suriye’dir!
****
Buyrun;
kendi ağzından nasıl başlamış 2.11’lik Canbolat’ın Suriye macerası;
“Yaklaşık 3 yıl önce sosyal medya üzerinden 'Suriye milli takımında oynamak ister misin?' diye İngilizce birkaç mesaj aldım. Başlangıçta arkadaşlarımın şaka yaptığını zannettim, birisi benimle dalga mı geçiyor acaba diye düşündüm. Yazan arkadaş çok nazik ve güzel bir şekilde yazdı. Ben de 'bir konuşayım' dedim.
İlk konuşmadan sonra sonra iş bir anda ciddiye bindi ve Suriye Basketbol Federasyonu, Türkiye Basketbol Federasyonu'yla iletişime geçti.
Benim Suriye milli takımında oynamam için izin istendi.
Ardından federasyondan bana ulaştılar ve yaptığım görüşmelerden sonra teklifi kabul ettim.
Hem Suriye hem başka ülkelerde takımla birlikte maçlara çıktım.
Şam’ın en eski ve en büyük taraftar kitlesine sahip kulüplerinden biri olan Al-Wehdat takımında oynamaya başladım.”
****
Çocukken benim için Suriye evimizin çatısından görünecek kadar yakın ancak gidilemeyecek kadar uzaktı, çok merak ederdim orayı” diyen Kemal Canbolat, şimdi Suriye’deki macerasını “Suriye’de Bir Türk Basketbolcu” ismiyle kitaplaştırdı.
Kırmızı Kedi’den yayımlanan kitapta sadece bir ülkenin spor kapısını değil, iç savaşın yaşandığı bir toplumu tarihiyle, sosyo-ekonomik karakteriyle, kültürüyle de tanıma fırsatı sağladığını anlatıyor Canbolat.
Örneğin;,
“Herkesin çok merak ettiği bir şey, yaşam nasıl orada?" sorusunu özetle şöyle yanıtlıyor;
"Yaşamda anormallik yok. Başkent Şam’da sosyal hayat üst seviyede.
İnsanlar hep sokakta. Restoranlar, kafeler her zaman tıklım tıklım.
11 yıldır süren savaş ya da ekonomik krizden elbette etkilenseler de bunu umursamıyorlar.
Yaşamlarına devam ediyorlardı, gayet normal bir hayat vardı Suriye’de. Türk dizilerinden Türkçe öğrenenleri tanıdım.
Umarım barış Suriye’de tekrar tesis edilir ve vatanlarını özleyen Suriyeli kardeşlerimiz ülkelerine geri döner ve iki ülke olarak iyi ve güzel dostluk ilişkileri geliştiririz.
Litvanya ve Suriye’den sonra şunu da net anladım; İnsan vatanının kıymetini yurtdışındayken daha iyi anlıyor.”
****
“Sporcu olmanın ötesinde, meraklı gezgin, uygarlık tarihine duyarlı bir Ortadoğulu, ’komşularla barış isteyen’ bir Türk olarak Canbolat’ın öyküsü, Suriye iç savaşının sancılarını olanca ağırlığıyla yaşayan Türk toplumu için de çok öğretici bir deneyim niteliğinde…
Yaşadığı Suriye ile anlatılan Suriye arasında derin bir uçurum gören Canbolat’ın dini yaşamdan siyasete, sosyoekonomik durumdan kültür ve sanata uzanan gözlemleri, hele de Türkiye’de sayısı tam olarak bilinemeyen milyonlarca Suriyelinin varlığıyla birlikte daha da önemli hale geliyor.
Neden burada olduklarını ve neden gönderilmek istenmediklerini, Canbolat’ın Suriye deneyiminden daha iyi anlıyorsunuz…
Dahası, bu siyasi sürecin kimi aktörlerinin ‘Suriye’de Bir Türk Basketbolcu’ olarak Canbolat’ı neden hedef aldıklarına da şaşırmıyorsunuz?”
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.