SEVDALIM
METİN OKTAY
Birçok golünün sanat eseri olduğunu söyledim ve bunların sırrını sordum.
"Ellerini Uzat" dedi.
İki elimi uzattım.
Avuçlarım yere dönüktü. Ellerimi avuçlarına aldı, "şimdi" dedi "istediğin elini çek, ben yakalayacağım".
Ellerimi Metin Oktay'ın avucundan kurtaramadım.
"İşte" dedi, "Bu reflekstir bana o golleri attıran." Sonra, "Bunlar işin fizik tarafı" deyip Nâzım Hikmet'ten bir şiir okudu.
İşte bu şiiri bilmeyen ne top oynar, ne gitar çalar, işin özü bu kardeşim" deyip boynuma sarıldı...
***
Bir müzisyen, Tarık Öcal, bu sözlerin sahibi.
Express gazetesinde Galatasaray'ın Türkiye Ligi'ni şampiyon olarak bitirmesinden sonra yapılan bir çalışmaya Tarık Öcal da futbol ve futbolcu olayına işin "fizik tarafı, şiir tarafı.." ile katılmış.
***
Ben dünyanın dört bir yanında, Hindinde, Çininde, Romanyasında, Almanyasında olduğu gibi, yürümeye başladıktan sonra meşin yuvarlak ardına düşen çocuklar gibi futbola sevdalandım...
Ben futbola sevdalandıktan sonra Galatasaraylı Metin Oktay'a sevdalandım.
Ben şiire sevdalandıktan sonra, proletaryanın dünyaya açılan şairi Nâzım Hikmet'e sevdalandım..
* * *
Ben, burjuvazinin ta göbeğinde olmasına karşın sınıfını terk etmeyen, halkının temsilciliğini futbol alanlarında olduğu kadar, futbolu bıraktıktan sonra, ucuz meyhanelerde, sokaklarda 'tek başına' kaldığı günlerde de kimselere anlatmadan yaşayan ve bunun bedelini ödemekten utanmayan Metin Oktay'a sevdalandım.
Ben, burjuvadan gelmesine karşın, yaşamını, kendini bildi bileli halkına adayan ve ölünceye kadar işçi sınıfının mücadelesinden kopmayan, kavgasını "şiir atlası"nda bir bayrak gibi gezdiren Nâzım Hikmet'e sevdalandım.
Biz, futbol emekçisi ve bir basın emekçisi olarak çok günleri ve geceleri birlikte yaşadığımız Metin Oktay ile Nâzım'dan şiirler okuduğumuzda şiire ve Nâzım'a sevdalandık.
Ve ben, şiire ve Nâzım'a sevdalanan ben, şiire ve Nâzım'a sevdalı "futbol dünyamızın tanrısı" Metin Oktay'a sevdalandım.
Ve ben şimdilerde, sevdalılarımla yaşıyorum, bir başıma!..