ROSENBERGLER DAVASI VE "BİR ÇİFT GÜVERCİN HAVALANSA" 

Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

ROSENBERGLER DAVASI

VE "BİR ÇİFT GÜVERCİN HAVALANSA" 

ABD’de Komünist Partisi üyesi olan, "Sovyetler Birliği adına casusluk yapmak ve atom bombasıyla ilgili bilgileri Ruslara vermekle" suçlandı, 1953’te de New York'ta idama mahkum edildi Elektrik Mühendisi Juluis Rosenberg ile Ethel Rosenberg...

McCarhty döneminin baskıcı iklimi hakimdir ABD'de...

****

İdam kararına bütün dünya tepki gösterdi.

Gösteriler yapıldı...

Kampanyalar düzenlendi.

Pablo Picasso, "L’Humanité" dergisinde; “Saatler önemli.

Dakikalar önemli. İnsanlığa karşı bu suçun işlenmesine izin vermeyin!” çağrısında bulunurken, Jean Paul Sartre, Albert Einstein, Bertold Brecht, Jean Cocteau, Frida Kahlo gibi pek çok aydın tepkilerini ortaya koydu.

Papa XII. Pius, ABD Başkanı Eisenhower’dan infazın durdurulmasını talep etti. 

Amerikan yetkilileri "yalan söyledik diye ifade verin idamınızı 30 yıla hapis cezasına indirelim" diye teklif götürdüler fakat kabul görmediler.

Daha sonra yapılan 20 yıl teklifi de kabul edilmedi.

Tekliflere Ethel Rosenberg şöyle karşılık verdi;

"Ey yollarını şaşırmış yiyiciler,

Ey satılmış insanlar,

Ey bu güzel dünyamızı kirleten iğrenç mahlukatlar!

Yanıt mı istiyorsunuz?

İşte size yanıtım:

Sizin lanetlenmiş bağışlamanıza boyun eğip yaşamaktansa, suçlu bulduğunuz kocamla birlikte ölmeyi tercih ederim.”

(İdamdan sonra Sartre, Liberation gazetesindeki yazısında, 'Kudurmuş Hayvanlar.  Dikkat, Amerika kudurmuş!

Bizi onunla ilişkilendiren tüm bağları koparalım, yoksa biz de ısırılıp kuduz olacağız.” ifadelerini kullanır.)

****

Rosenbergler her defasında iddiaları reddettiler.

Son yapılan teklif ise, Bayan Rosenberg’in bütün suçu eşine yüklemesi karşılığında serbest bırakılması şeklindeydi.

Ethel bunu da reddetti.  İnfazın tarihi "18 Haziran" olarak belirlendi.

Bunu öğrenen çift, 

18 Haziran’ın evlilik yıl dönümleri olmasını gerekçe göstererek idamı, 19 Haziran tarihine aldırdı.

****

19 Haziran 1953...

İdam saatlerini beklemektedir bir odada Julius ve Ethel.

Savcı, çocuklarının fotoğrafını verir ve telefonu gösterir.

Ve der ki ‘’telefonun diğer ucunda Başkan Ike var. Açın ve 'biz suçluyuz' deyin. Başkan da sizi serbest bıraksın.’’ 

Ethel, Juluis'a bakar ve “Peki ya dışarıdakiler? Suçsuzluğumuza inanan onca insan…

Onlar bizim çocuklarımız değil mi?

Nasıl bakarız onların yüzlerine?” diyerek dışarıdaki yüz binlerce kişinin kulaklarında yankılanan 'Julius ve Ethel’e özgürlük!' sesleriyle yürürler ölümün üzerine...

****

Bu şiir idamdan önce Ethel'in çocukları Robert ve Michael'e mektubudur im aslında;

“Eğer Ölürsek

Bir gün öğreneceksiniz, evlatlarım, öğreneceksiniz,

Neden kestik türkümüzü yarıda,

Neden kitabımızı açık bıraktık, işimizi tamamlamadan,

Neden gittik toprak altında uyumaya.

Ağlamayın artık, evlâtlarım, ağlamayın.

Yalanlar ve pislikler neden sarmış dört bir yanı?

Neden bu göz yaşları, bu zulüm neden?

Öğrenecek bir gün bunu bütün dünya.

Yeryüzü gülümseyecek, evlatlarım, gülümseyecek

Ve sevinçler yeşerecek mezarımızın üstünde

Kıyımlar sona erecek, dünya mutlu olacak

Kardeşliğin ve barışın koynunda.

Çalışın, evlâtlarım, çalışın ve bir anıt dikin.

Sevgiye ve sevince bir anıt,

İnsanlık onuruna ve de insanca,

Sizin adınıza koruduğumuz, sizin adınıza.”

(A. Kadir Meriçboyu’nun çevirisiyle)

****

Tarihe "Rosenbergler Davası" olarak geçen bu olay, sözde “özgürlükler ülkesi” ABD’de egemenlerinin kitleleri baskı altına almak ve korkutarak sindirmek için idama mahkûm ettikleri bir komünist çiftin romanlara, tiyatro oyunlarına ve sinemaya konu olan öyküsüdür.

Garip akımının şairlerinden

Melih Cevdet Anday da

çiftin dik duruşlarından etkilenerek, "ANI"şiirini yazmıştır;

"Bir çift güvercin havalansa

Yanık yanık koksa karanfil

Değil bu anılacak şey değil

Apansız geliyor aklıma

Neredeyse gün doğacaktı

Herkes gibi kalkacaktınız

Belki daha uykunuz da vardı

Geceniz geliyor aklıma

Sevdiğim çiçek adları gibi

Sevdiğim sokak adları gibi

Bütün sevdiklerimin adları gibi

Adınız geliyor aklıma

Rahat döşeklerin utanması bundan

Öpüşürken o dalgınlık bundan

Tel örgünün deliğinde buluşan

Parmaklarınız geliyor aklıma

Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm

Kahramanlıklar okudum tarihte

Çağımıza yakışan vakur, sade

Davranışınız geliyor aklıma

Bir çift güvercin havalansa

Yanık yanık koksa karanfil

Değil, unutulur şey değil

Çaresiz geliyor aklıma."

Şiirin Talat Sait Halman tarafından yapılan İngilizce çevirisi, Rosenberg’lerin her ölüm yıldönümünde düzenlenen törenlerde okundu. 

Şiiri de Zülfü Livaneli besteledi.

Rosenbergler onur mücadelesinin bir anıtıdır bugün...