MHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, İzmir depremi ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Kalyoncu açıklamasında ' İzmir'de yitirilen canlarda kimin ihmali varsa hesap vermelidir' dedi. Kalyoncu açıklamasında şunlara vurgu yaptı.
' 11 Şubat 2020'de TBMM Genel Kurulu’nda yaptığım konuşmada uyarılarda bulunmuş, 16 Haziran 2020’de ise Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından cevaplanmak üzere bir soru önergesi hazırlamış ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin olası depremlere karşı aldığı önlemlere ilişkin hazırlıklarını sormuştuk.
İzmir'de deprem riski herkesin malumudur. Dolayısıyla şehirlerimizde yapı stoku niteliğini yükseltmek zorundayız. Onlarca yıldır sonuçlanmamış jeolojik etütleri kim ihmal etmişse, hesabı sorulmalıdır. Kentsel dönüşüm ve yenileme çalışmaları hızlanmalıdır.
Deprem sizin keyfinizi beklemez.
Bu konuda İzmir'e ilişkin Haziran ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarını ve çevre ve şehircilik Bakanlığının sorumluluklarını sormuştum. Gelen cevapta yıkımın sorumluları da ortaya çıkmaktadır. Belediye yönettiği şehirde yapıların teknik yeterliliğini bilmiyor. Onlarca yıldır şehri yöneten parti, sık sık imar planı değişikliği yapıyor. Kendi içlerinden vicdan sahipleri tarafından yapılan her türlü uyarıya kulaklar tıkanmış ve mahkemelerde iptal imar planı değişikliği ısrarla yapılmıştır.
İzmir'de mevcut ve aktif fay hatları üzerinde ve alüvyon zeminlere verilen çok katlı inşaat izinlerinin sorumluluğu Tunç Soyer ve CHP’dedir. Yandasa, yoldaşa rant sağlamak derdiyle, İzmirli tehlikeyle başbaşa bırakılmaktadır. Bayraklı bölgesinde risk tespiti yapıldığı halde herhangi bir işlem, tahliye veya yıkım yapılmamıştır. Binaların depreme dayanıklı olmasını sağlamak yerel yönetimlerin sorumluluğundadır. Şahıslar değişse de İzmir'de yerel yönetim uzun yıllar boyunca aynı zihniyetin elindedir. Siyasi sorumlulukta, halkı gösterdiği adaylara oy vermeye çağıran CHP kurumsal yapısı da pay sahibidir.
Oynadığınız rant oyununda oyuncak sandığınız insanların vebali üzerinizdedir. Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir'i depreme karşı güvenli bir kent haline getirmek için hiç bir çabasının olmadığı Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum tarafından verilen cevap metninde ortaya çıkmaktadır. Kağıt üzerinde yapılmış görülen hazırlıklar hayata geçirilmiş olsaydı 30 Ekim depremi daha az can yakar, daha az hayat tehlikeye girerdi. Deprem Türkiye'nin jeolojik bir gerçeğidir. Buna hazır olmak da öncelikle yöneticilerin sorumluluğundadır.