Ölüm adın kalleş olsun
“Biz dünyadan gider olduk
kalanlara selâm olsun”
Her insan için doğal sondur ölüm çünkü hem bizim, hem bize ait her şeyin sonu ölümdür.
Bu gerçek bilinir bilinmesine de, “ölenler gül damlası / ağrısı / bırakırlar yaşama”
Yaşam “elbet biz de ölürüz” diyenlerindir.
****
Hepimize biçilmiş ölüm.
“Ölüm de güzeli sevmeye benzer” düsturunu şiar edinenler için; “ölüm yoktur ki, yalnızca dünya değiştirir insan.”
Cemâl Süreya’ya göre, “Her ölüm erken ölümdür” ve bizi ölümler değil, çocukların, gençlerin "erken ölümleri" öldürür.
Elbette “ölümdür bekleriz hükmü, dünya bir duruşmadır sürer” bulut günlerinde ama her erken ölümde de “ellerimizde yüreklerimiz vurulmuş kumrular gibi” kalırız.
****
İnsandır, ölünce ölür.
İnsandır, yaşarken ölür.
İnsandır ölünce yaşar..
Her insan ölür ama her insan yaşamış sayılmaz.
Bazı insanlar şafak vaktinde doğar akşam ezanında ölürler.
Bazı insanlar ise öldükten sonra da yaşarlar.
İşte böyle bir ölüm acısı yaşadık 15 Ocak günü
Hanri Benazus göçüp gitmiş bu dünyadan.
****
Hanri Benazus ilerlemiş yaşına rağmen gençti, beyni ile gençti, yakışıklıydı yüreği ile yakışıklıydı, güzeldi düşüncesiyle güzeldi, gül kırmadı, gönül kırmadı, sevdi, sevildi, Atatürk’ün ışığında sürdürdü yaşamını.
Gökyüzünde parlayan bir yıldız gibi yaşamın içinde eserleri ile hep göz kamaştırdı.
Atatürk resim koleksiyonuyla Atatürk’ü yaşattı, resimleriyle Atatürk’ü anlattı çocuklara, gençlere…
Atatürk’ün yolunda geçen bir ömürdü onun ki,
****
Şimdi elimizde kalan cansız hatıralarından bize gülümsüyor, eserleri okundukça, yeniden yeniden yaşıyor ve Atatürk’ü sevdirdiği, Atatürk’ün fikirlerini öğrettiği tüm çocukların gözlerinden dünyaya bakıyor. Dostları sevenleri onu andıkça bir yerlerden onları sevgiyle izliyor.
***
Ve Hanri Benazus ışıklar içinde şöyle sesleniyordur şimdi sevenlerine;
“Dost kıyılara bağlayın beni / gecesi olmayan ahşap iskelenin yanına / gün be gün suya yansıyıp dursun yüzüm / sözüm söz / döneceğim bir gün / yorgun suları yükleyip sırtıma”