"MİZAH DEHASI" AZİZ NESİN

Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

Bazen insan öyle özlenir ki; özlenen bilse yokluğundan utanır-

(Aziz Nesin)

Aziz Nesin, Dünyaca tanınan mizahçımız, politik hicivci ve şairdir.

‘’Kalem yapın beni kalem/ Şiirler yazın sevgi üstüne

/ Ölüm kararı değil/ Ölünce yaşamalıyım

defne yapraklarında/ Sakın ola ki/ Silahlarda değil’’e uygun

-bilgece- boyu kadar kitap yazıp, bizi bize anlatmıştır.

Sevmeyenleri buna da mazeret bulup

‘’onun zaten boyu kısaydı’’ demişlerdir!..

Derin gözlemciliği, olayları gülmece sanatının

en naif içtenliği ile abartması ve zengin üslubu ile

ün kazanmıştır.

Güldürmüştür... Düşündürmüştür... Eleştirmiştir!..

‘’İnsan yalnızca söylediklerinden değil,

sustuklarından da sorumludur’’ demiş, susmamıştır!

Onurlu duruşuyla demokrasiyi, laikliği, özgürlüğü,

aklı, bilimi savunmuştur.

Şair Yılmaz Odabaşı’nın ‘’Tek kişilik parti:

Aziz Nesin’’ benzetimi çok uymuştur

Topluma ayna tutmuştu...

Kaç kuşak yazdıklarıyla büyümüştür.

O; ‘’Yorgunum, çok yorgunum. Çalışmaktan değil

böyle yorgunluğum. Mutlu olmak çabasından yoruldum’’ demiştir.

Büyük İnsanlık’a bağlılığını da 

-tevazusuyla- şöyle dillendirmiştir;

‘’Dinimi sordu İnsan dedim/ Irkımı sordu İnsan dedim/

Kıblemi sordu İnsan dedim / Yolumu sordu İnsan dedim’’

Ataol Behramoğlu yazdığı ‘’Aziz Nesin’li Anılar’’da ona

‘’büyük bir yazardır’’ der, devam eder;

‘’Gülmecenin eşsiz bir ustasıdır. Bunların yanı sıra

adaletsizliğe, aptallığa, eşitsizliğe, acımasızlığa karşı

denebilir ki son nefesine kadar ödünsüzce

savaşım vermiş, eşine çok az

rastlanabilecek bir eylem ve mücadele adamıdır!’’

****

Bir "Aziz Nesin ve Yaşar Kemal'’li anı...

Aziz Nesin Moskova'ya gitmiş, çevirmeni

Vera adlı bir kız.

"Ne kadar şanslıyım,“ demiş Vera, ‘’Ünlü

bir yazara çevirmenlik yapıyorum. 

İki gün sonra Yaşar Kemâl geliyor,

ona da çevirmenlik yapacağım.

‘Boşuna sevinme' demiş Aziz Nesin. ‘Yaşar Türkçe bilmez.’

İki gün sonra Yaşar Kemâl'i karşılamış Vera.

Yaşar Kemâl, "Merhaba, bacım,” demiş, şakır şakır konuşmaya başlamış.

Vera şaşırmış:

‘Ne kadar güzel Türkçe konuşuyorsunuz.

"Sizin Türkçe bilmediğinizi söylemişlerdi de!’

Yaşar Kemâl gülmüş: ‘Haa… Demek Aziz Moskova'da !" 

****

Tiyatro Sanatçısı ve Mizahçı Müjdat

Gezen de ‘’Aziz Abi’’siyle

dostluğunu; 

‘’iki mizahçı olmaktan öte

iki insan ve üç aşağı beş yukarı dünyaya ve

yaşama aynı gözlükle bakmaya çalışan

iki sanatçının bütünleşmesi’’ diye tanımlar.

Müjdat Gezen, son İzmir Turnesi sırasındaki

görüşmemizde Aziz Nesin’li bir anekdotu aktardı,

ben de paylaşayım;

‘’Yıl 1986. 

Sahneye ilk çıkışımdan bugüne

sanat yaşamımda başımdan geçenleri kitap yaptım,

Aziz Abi’den bir önsöz istedim. Bir römork şirketinin

faturalarının arkasına yazdı önsöz’ü!

Cimri değildi Atillâcım. Kağıda duyduğu saygısı büyüktü(!)

Şunları yazdıydı;

‘İkimiz de gülmece yazarıyız. 

Aynı alanda at değil de

kalem ve kalemi tutan parmaklarımızı oynatıyoruz.

Müjdat, nasıl zorla ve zorlanarak sahneye

itildiğini, sonraları tutkunu tiyatrodan

bir daha ayrılamadığını, başına gelen

belâları, hapse atılışını, çektiği çileleri

ağıt yakmadan, acındırmadan, güler

yüz ve tatlı dille güzel güzel anlatıyor.

Bu kitaba sizce nasıl bir ad olabilir. 

Öneride bulunalım:

-Yaşamım romana benzer biçimde bir ad: ‘’Hayatım Tiyatro’’

-Ağlayıp sızlanmadan anlattığına göre başka bir ad; ‘’Komikler ağlamaz-Ağlama palyaço, makyajın bozulur’’

-İşte bir ad daha: ‘’Yaşamak Oynamaktır’’

Sevgili Müjdatçığım, beğen beğen beğendiğini al.’’

****

Temmuz…

Hasan Hüseyin Korkmazgil’in 

‘’bir oğlum olacak adı temmuz/ dilinde en güzel sesi türkçemin/ kulağı en yiğit şarkılarla delik/ korkak bir merakla değil yıldızlı karanlığı/ vivaldi’yi dinler gibi okuyup anlayacak’’ dizelerini ithaf ettiği Temmuz!

‘’Mizah Dehası’’ Aziz Nesin’i; 24 yıl önce bizden alan Temmuz!

#AzizNesin