Tanrı çok sevdiği kulunu ömürlü olsun diye Knidos’a gönderir
(Strabon)
Tarih MÖ 4.Yüzyıl’dı ve Ege Denizi’nde büyük savaşlar yaşanıyordu.
Spartalılarla Atinalılar Akdeniz ticareti için kapışıyordu.
Bölgedeki en önemli ticaret ve din merkezlerinden
biri de Atinalılar’ın limanı Knidos’tu.
Bilimin, sanatın da merkeziydi Knidos.
Bir sonbahar sabahıydı, güneş daha doğmamıştı.
Spartalılar gemilerle saldırıya geçti, görülmemiş direnişle karşılaştılar.
Knidoslular canları pahasına yurtlarını savunuyorlardı.
Kimi tarihçilere göre başlarında komutan Canon vardı.
Savaş günlerce sürdü, zafer Atinalılar’ın oldu!
****
Knidoslular, savaşta kahramanca ölenler anısına
limanda bir anıt mezar yaptırdı.
Anıt 18 metre yüksekliğindeydi.
Üzerinde de dev bir aslan heykeli vardı.
Adı; "Knidos Aslanı’'ydı!
Hem Akdeniz’den hem Ege’den Knidos’a
yaklaşan gemiler yüzlerce metre öteden önce onu görüyordu.
O artık kentin koruyucusuydu!..
****
Aradan yüzyıllar geçti, bölge o kadar deprem,
afet görse de anıt sapasağlamdı.
1858’in bir yaz sabahı İngiliz Kraliyet Donanması’nın
‘’Supply’’ isimli 200 mürettebatlı savaş gemisi Knidos açıklarına demirledi.
Gemi arkeologları taşıyordu, başlarında da
British Museum Sorumlusu Charles Newton vardı.
Kraliçe talimatıyla bölgedeki tarih hazinelerini
yağmalamakla görevlendirilmişti.
Dağılma sürecindeki Osmanlı, vatan
toprağındaki hazinelerin talanı için
İngilizler’e izin vermişti.
Tıpkı Troya,
Bergama, Halikarnas,
Likya ve
Anadolu’daki tüm antik kentlerin
yağmalanmasına izin verdikleri gibi!
7 tondan fazla 1.89 m.yükseklikteki
heykel; o bin yıldan fazla Akdeniz ve
Ege’nin mavi sularının birleştiği yerde
denizcileri selâmlayan Knidos Aslanı
vatanından çok uzaklara İngiltere’ye götürüldü.
(Oturan Demeter Heykeli ve 212 sandık tarihi eser de!)
Londra ayağa kalktı, Kraliçe Newton’u
‘’sir’’ ünvanıyla ödüllendirdi.
"Yavuz hırsız"
Newton anılarında şöyle yazıyordu;
‘’Bu harikulâde aslan heykelini,
bu ilkel topraklardan alıp uygarlığın ve
insanlık mirasının koruyucusu, saygıdeğer
İngiltere kraliçesinin topraklarına
götürmenin gururunu yaşadım...’’
****
‘’Eski-meyen Dostum’’ meslektaşım
Sedat Kaya,
‘’Bir Nefes Datça’’ isimli kitabında
"Knidos Aslanı’'nın öyküsünü böyle anlatır.
Anadolu’nun ‘’En uçtaki ülkesi’’ Karya’nın
Antik Knidos Kenti’nin simgesi "Knidos Aslanı"
bugün British Museum’da mahzun mahzun
ziyaretçileri karşılar hem de müzenin
tam girişinde; hoş geldiniz dercesine!
Knidos Kazı ve Restorasyon Başkanı
Prof.Dr. Ertekin Doksanaltı,
Demeter Kutsal Alanı, Musalar Kutsal Alanı, Nekropol Alanı,
Odeon ve Küçük Tiyatro’dan da değerli eserlerin
kaçırıldığını, British Museum’da da sergilendiğini aktarır.
"Knidos Aslanı'’nı, Türkiye 11 yıl önce geri istedi.
İngilizler ne yanıt verdi beğenirsiniz?,
‘’Biz çalmadık, Osmanlı’nın izniyle aldık!’’
****
Anadolu yaylasının bir kısrak başı gibi Akdeniz’e uzandığı,
‘’mavide uyuyan kent’’
olarak tanımlanan Datça’nın sakinleri, sevdalıları
şimdi "Knidos Aslanı’'nın iadesi için Usta Belgesel
Yönetmeni Ertuğrul Karslıoğlu’nun
öncülüğünde kampanya başlattılar.
Heykelin;
yeniden denize hakim tepe
Kızıl Kayalar üzerinde açıktan geçen gemileri
selâmlamasını, güneşe ‘’merhaba’’ demesini istiyorlar.
Datça Belediyesi,
Uğur Dündar, Levent Üzümcü, Ercan Taner
siyasiler, STK’lar ‘’Datça’ya, Knidos Kültürüne
Sahip Çıkmak’’ isimli kampanyayı destekliyor.
****
Asırların
"Knidos Aslanı"…
Değeri tartışılmaz bir kültür varlığımız.
Ait olduğu yerde Datça’da olmalı, evine gelmeli!..