KARANLIĞIN ADI; 12 EYLÜL 1980

Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

KARANLIĞIN ADI;

12 EYLÜL 1980

''Yangınlar kuşatmışsa bizi

Gözlerimiz bağlı ve tırnaklarımız

Sökülüyorsa elektrik şoklarıyla

Yasak bir kavgada olunmalı

Yoksa ne değeri kalır ölümün ..''

(Ahmet Telli)

"12 Eylül 1980..

hayatlarımızın kötü bir ressamın beceriksiz fırça darbelerine teslim edildiği gün..."

"Neoliberal politikaların ürünü 12 Eylül darbesi devam ediyor".

(DİSK)

"Eylül geçmiş kapımızdan,

Süpürmüş kalıntılarını, ışıkların,

O güneş parlıyor hâlâ,

Ay yine bizim

Ay yine bizim"

(Suavi) 

12 Eylül 1980'deki ABD güdümlü askeri darbe, siyasal islamcıların önünü açan, 'yeşil kuşak' projesi kapsamında yapılan bir darbedir."

(Ali Özgündüz)

"O günler, kendi karanlığı içinde geçti gitti. Geçen sadece günlerdi. Ölümse sadece biçim değiştirdi.

Yıldız dökmek isteyene zorlu dağlar var."

(Nihat Behram)

****

Tarihin gördüğü en zalimin, eli kanlı cuntanın bu ülkeye yaşattığı zulmü, kıyımı yaşattığı günün;

41.yılındayız bugün...

Umutların,

solun "silindir gibi"  ezilmeye çalışıldığı gündür 12 Eylül 1980.

650 bin kişinin gözaltına alındığı,

1 milyon 683 kişinin fişlendiği,

7 bin kişiye idam istendiği,

517 kişiye idam cezası verildiği,

300 kişinin kuşkulu öldüğü,

Açılan 210 bin davada 230 bin  kişinin yargılandığı,

Cezaevlerinde 299 kişinin hayatını kaybettiği,

Kalıcı sakatlıkların, travmaların oluştuğu...

Büyük İnsanlık'ın utandığı

bir dönemdir 12 Eylül...

***

"Demokrasi hep birlikte piç edildi (…)

Bir politikacı

başbakanlıktan ikinci kez müdahale ile devriliyorsa;

tarih önünde en büyük cezaya uğramış demektir.

(13 Eylül 1980 “Ankara’da Durum” Teoman Erel – Günaydın)

12 Eylül 1980 yıllardır kansız geçen ilk gün oldu. Herkes kafasında

dilediği yorumu ve soyut değerlendirmeyi yapabilir.

Ama bu somut durumun büyük çoğunluğa

rahat bir soluk aldıracağı gerçeğini hesaba katmamak;

yanıltıcı sonuçlara götürür yorumcuyu.

(13 Eylül 1980 “Mercek” Refik Erduran – Milliyet)

Biz çok partili yaşamı, çoğulcu ve özgürlükçü demokrasiyi,

anayasal düzeni yaşatamadık, hukuk devletini

kan gölünde boğduk, demokrasinin ne olduğunu anlayamadık!

Bu; bir iflastır. Ülkeyi yönettiklerini sanan kadroların ve

bunların siyasal düşüncelerinin

tam bir iflası demektir…

(14 Eylül 1980 “Gözlem” Uğur Mumcu – Cumhuriyet)

***

Darbelerden hep payını almış (!) “kalemlerin”

sıcağı sıcağına 12 Eylül yazılarıdır alıntıladığımız…

Hukuktan eğitime; fikir ve ifade, basın özgürlüğüne kadar

herşeyi değiştirdi cuntacılar…

İrtica güç kazandı. 

“Tarikat-Siyaset-Ticaret’’ ortaklığı

her zaman iktidar oldu.

1982 Anayasası.. 141-142’ler.. Darbenin simgesi YÖK…

Siyasi parti yasaları…

Yüzde 10 barajı ile…

12 Eylül; bugünün siyasetinin, ekonomisinin “kirlenmesine” yol açtı.

Ortadoğu özlemli dinci faşistlere de hep yol verdi darbeci Kenan Evren!..

İnsanlık suçları işlendi...

Yine 

"Kuvvacı Yürekli"

Uğur Mumcu’nun 

ifadesi ile;

12 Eylül; 

“topluma zorla giydirilen deli gömleğiydi!’’ sayelerinde!..

***

Ayların en güzellerinden Eylül'e

hiç yakışmayan tarihtir 12 Eylül...

Gelişimini hâlâ tamamlayamamış demokrasimiz de kara lekedir!

Faşist zihniyeti kurumsal laştırmıştır!

Kahrolsun faşizm!

Kahrolsun darbe-ci-ler!..