"Biz kadınlar idam sehpasına çıkabiliyorsak, neden kürsülere çıkamıyoruz?"
(Olimpia de Gouges)
"Daha küçük bir kız çocuğu iken kamusal alanda güvende olmadığını öğrenmek demek.
Parkta, bahçede, sokakta, meydanda, sahilde, otobüste, akla gelen her yerde her an sözlü veya fiziksel tacize uğrama ihtimalinin bilincinde olmak demek.
Kimse öğretmez, yaşayarak, bizzat deneyimleyerek öğrenir bu ülkede her kadın bunu. Ve kendince önlemler, hatta savunma yöntemleri geliştirir. Kimse göstermez; hayat öğretir.
Türkiye’de kadın olmak, sokağa adımını attığın andan itibaren tedirgin olmak demek.
(...)
Türkiye’de kadın olmak, kıyafetini hep savunmak zorunda kalmak demek.
Türkiye’de kadın olmak “Mutlaka bir yerini açmıştır, mutlaka göz süzmüştür, mutlaka kırıtmıştır, mutlaka kuyruk sallamıştır, mutlaka aranmıştır” zihniyetiyle yılmadan mücadele etmek demek.
Türkiye’de kadın olmak, cinsiyetinden ötürü her adımda hesap vermeye mecbur bırakılmak demek.
(...)
Otobüste kadın tekmeleyen adamı, kadının boynunda sigara söndüren herifi serbest bırakmadı mı bu sistem?
Bu ülkede kadınların hepsi biliyor ki, yalnızlar. Ne emniyet ne yargı ne de toplum kadınların yanında.
Kadınların yanında olan sadece diğer kadınlar.
Kadın kadınalar bu savaşta.
(...)
Bu böyle gitmez!.."
****
Alıntı, cesur yazar Melis Alphan'dan...
****
Haksız mı?
Bu ülkede kadının gülmeye hakkı var mı?
Sokakta dolaşmaya(Hele hamileyse...)
Çalışmaya...
Çok değil...
4-5 ay önce iktidar partisi temsilcisi ne demişti;
"Ak parti gelene kadar bu ülkede kadın kelimesinin adı bile yoktu!" dedi
Anlaşılan partisinin bir il başkanının “Başı açık kadın perdesiz eve benzer ya kiralıktır ya satılık” sözlerini duymamıştı.
Ya da
bir hakimin, ''Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmemek lazım'' demesinden de!
****
Türkiye'nin kanayan yarası kadın cinayetleri hız kesmiyor ve katiller koronavirüs gibi can almaya devam ediyor.
Her gün bir kadın öldürülüyor.
"Onların katillerini anneleri değil, bu sistem doğurdu.
İşte bu gerçeği bilip, üstüne yürümedikçe, göz yaşları sahte,
Tepkiler beyhudedir!’’ paylaşımını yapan
Haluk Isık Hocam sonuna kadar haklıdır.
Kadına şiddette kapkara sicilli Hindistan ile beraber anılıyoruz.
Bu satırları yazarken Buket Uzuner'in dizelerini anımsıyorum;
"İllâ ölmek mi gerekiyor bu memlekette senin de bir birey olduğunu, kadın
olarak senin de insan olduğunu,
bir tenin, bir kalbin ve miden olduğunu anlamaları için..."
****
Biz de diyoruz ki;
"Türkiye’yi kadına yönelik şiddet utancından kurtarsa kurtarsa, özgür ruhlu kadınlar kurtarabilir!"
Kadınlar susmaz! Yılmaz da!..
‘’Kadın değişirse değil ülke dünya değişir’’
diyen bilge ne haklı!
‘’Kadının gücü masal değil, gerçektir!’’
"Kadın güçlüyse toplum da güçlüdür!"
Ezidilerin bir atasözü vardır, "Bizim topraklarda önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar. Çünkü kadınlar güneşi doğurur."
Kadınlarımızın mücadelesine, o gücüne...
Kadınlarımızı önemseyen, yükselten
Büyük Önder Atatürk'e...
Tükenmez saygıyla!..
Tüm dünyaya örnek bir kararla, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 86.yılını -ben de- kutluyorum. Cinsiyet eşitliğinin sağlandığı ve kadına şiddetin son bulduğu bir Türkiye dileğiyle... #5AralıkDünyaKadınHaklarıGünü
#KadınaŞiddeteHayır