Floransa'da düzenlenen Barışın Öncüsü Akdeniz Belediye Başkanları Forumu'nun kapanış oturumunda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Akdeniz şehirlerinin birbirini besleyen kültürlerine ve barışa vurgu yaptı. Soyer, "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün dediği gibi “Yurtta Barış, Cihanda Barış” bizim şiarımız olmalıdır. Ve bunu gittikçe daha yüksek bir şekilde haykırmalıyız. Barışa ihtiyacımız var. Akdeniz tüm dünyaya bunun mümkün olduğunu göstermek için çok iyi bir örnektir" dedi.
Floransa'da düzenlenen Akdeniz'in belediye başkanlarının katıldığı Barışın Öncüsü Akdeniz Belediye Başkanları Forumu'nun kapanış oturumunda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, dünyadaki yerel yönetimlerin, şehirlerin, belediyelerin önemine değindi. Küresel krizlerle, savaşlarla başa çıkmanın yerelden başladığını söyledi. Refahı artırmak, ekonomi ve ekolojiyi birlikte geliştirmek için barışın değerini anlatan Soyer, "Küresel krizlerle, savaşlarla yerelden başlamak üzere başa çıkabiliriz. İklim krizi, açlık sorunu en etkili şekilde yerelde çözülebilir. Çünkü şehirler birbiriyle savaşmaz. Çünkü şehirlerin orduları yok, komutanları yok. Refahı artırmak ve ekonomimizi ve ekolojimizi birlikte geliştirmek için elimizde yalnızca barış var" dedi.
Rehberimiz Atatürk
Barışa olan ihtiyaca önemle vurgu yapan Soyer "Akdeniz bölgesindeki farklılıklarımız bizim zenginliğimizi oluşturuyor. Dini inanç farklılıklarımız, milli farklılıklarımıza rağmen kültürel benzerliklerimiz ortak paydamızdır. Bizi ayrıştıran sebeplerden çok daha fazla birleştiren sebebi ortak kültürümüzde bulabiliriz. Bu nedenle, ortak kültüre çok güçlü bir şekilde sahip çıkmalı ve korumalıyız. Güçlü bir şekilde barışa olan ihtiyacımızı haykırmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Atatürk’ün dediği gibi: “Yurtta Barış, Cihanda Barış” bizim şiarımız olmalıdır. Ve bunu gittikçe daha yüksek bir şekilde haykırmalıyız. Barışa ihtiyacımız var. Barışa ihtiyacımız var. Barışa ihtiyacımız var. Akdeniz tüm dünyaya bunun mümkün olduğunu göstermek için çok iyi bir örnektir" diye konuştu.
Akdeniz'in Belediye Başkanları "Döngüsel Kültür Çağrısı" yaptı
Akdeniz Belediye Başkanları Forumu sonuç bildirgesinde, Eylül 2021'de Dünya Kültür Zirvesi'nde İzmir'in tanımladığı döngüsel kültür kavramı da yerini aldı. Akdeniz'in tüm büyük kentlerinin Başkanları doğa ve geçmişimizle uyum için döngüsel kültür çağrısının altına imza attı. Floransa Deklarasyonu'nun değerlendirildiği kapanış oturumunda konuşan Soyer şunları söyledi: "Anadolu kelimesi ana ülkesi anlamına gelir. Smyrna, İzmir ise bir Amazon kraliçesinin adıdır. Yerel kültürümüzün dünyaya annelerin ve kadınların gözünden bakması nedeniyle bizler hem gururlu hem de şanslıyız. Bu kültür aynı zamanda Akdeniz’in her yanına yayılmış durumda. Çok ortak noktamız var; farklı dinlere mensup olsak da, farklı inançlarımız olsa da, farklı etnik kökenlerimiz olsa da, farklı uluslarımız olsa da Akdeniz’in etrafında yaşadığımız için benzer kültüre sahibiz. Floransa Deklarasyonu’nda ortak kültürümüzün, döngüsel kültürün altı çiziliyor."
Döngüsel kültür ortak değerlerin ve hayatın temeli
Oturumda döngüsel kültürün önemine de değinen Başkan Soyer, döngüsel kültürün birbirimizle uyum, doğamızla uyum, geçmişle uyum ve değişimle uyum olmak üzere dört ayak üzerinden yükseldiğini söyledi. Döngüsel kültür olarak tanımladığı bu dört ayağın ortak değerlerin temeli ve ortak hayatın temeli olduğunu ifade eden Başkan Soyer, şunları aktardı:
"Geçmişle uyum, geçmişi bilmeden bir gelecek inşa edemeyeceğimizi ifade etmektedir. Homeros’un dediği gibi “yeryüzünün üzerinde söylenmeyen hiçbir şey kalmadı”. Yani her şey önceden söylenmiş durumda. Yani bizler nelerin söylendiğini ve nelerin başarıldığını anlamalıyız. Bu sebeple bizler geçmişimizle uyum içinde olmalıyız. Birbirimizle uyum demokrasi demektir. Birlikte yaşamanın sırrıdır. Bu sebeple, birlikte yaşamayı nasıl başaracağımızı ve demokrasinin değerini hatırlamamız gerekiyor. Doğayla uyum üçüncü ayaktır. Ne yazık ki sanki doğamız üzerinde ondan daha üstün gücümüz varmış gibi hissettik ve bu şekilde yaşadık. Ve çok kolay bir şekilde doğamızı yok ettik. Ve biz başka bir ekosistem yaratma çabasına girdik. Fakat ne yazık ki bu mümkün değil, çünkü bizler doğanın parçasıyız. Artık vakit bunu fark etme vaktidir ve yeniden doğayla uyumlu yaşama zamanıdır. Sonuncu ama son derece önemli olarak, değişimle uyum dördüncü ayaktır. Çünkü diğer türlü, bizler dogmalarla ve ideolojilerle yaşamaya devam ederiz. Fakat yeniliklere ve yaratıcı fikirlere yer açmalı ve fırsatlar yaratmalıyız. Eminim ki, bu kültürü toplumlarımıza ve insanlarımıza bir kaldıraç olarak kullanarak, dünyanın geri kalanına yeniden barışın mümkün olduğunuz gösterebileceğiz. Doğamızı korumanın mümkün olduğunu gösterebileceğiz. Ve birlikte barış içinde yaşamanın mümkün olduğunu gösterebileceğiz. Bu sebeple yeniden tüm organizatörlere ve Floransa Belediye Başkanına teşekkür etmek istiyorum ve umuyorum ki Floransa’dan tüm dünyaya barışın mümkün olduğu mesajını verebiliriz."