Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), İzmir'in Kurtuluşunun 100. Yılı Etkinlikleri dizisinin ilkini Tarihçi-Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın katılımlarıyla gerçekleştirdi. Ortaylı, “Burası doğrunun konuşulduğu, yurt sevgisinin, Türk tarihinin ve Türk kimliğinin iftiharla taşındığı bir memlekettir” dedi. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ise etkinlikte yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetimizin temel kazanımlarını korumak ve 9 Eylül ruhunu yaşatmak, üniversitemizin geçmişten günümüze sahip olduğu ilkelerini de oluşturuyor. Çünkü aziz milletimize, minnetimizi ve şükranlarımızı takdim etmenin; kaderi, kentimizle mühürlenen üniversitemizin sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Adını İzmir’in kurtuluşu ve Kurtuluş Savaşı’nın sona ermesini simgeleyen günden alan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılında gerçekleştireceği etkinlikler dizisinin ilkini Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın katılımıyla DEÜ Sabancı Kültür Sarayı’nda gerçekleştirdi. TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, İzmir il protokolü ve üniversite mensuplarının katıldığı etkinliğe DEÜ öğrencileri de büyük ilgi gösterdi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, ‘Dokuz Eylül’ gününün kendileri için ayrı bir önem taşıdığını ifade etti.
ÜNİVERSİTEMİZİN KADERİ KENTİMİZLE MÜHÜRLENDİ
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Türk bilim dünyasının saygın markalarından biri olduğunu söyleyen DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Adımızla yaşadığımız gurur ‘Dokuz Eylül’ gününü ve kavramını bizim için çok daha farklı ve anlamlı bir noktaya taşıyor. Milli Mücadelemizin 30 Ağustos Zaferi ile taçlandığı ve güzel İzmir’imizin Türk orduları tarafından geri alındığı 1922 yılının gönlümüzdeki yeri ise elbette başkadır. O yüzden milli duygularımızı ve heyecanımızı pekiştirecek, 9 Eylül ruhunu yaşatacak ve Türkiye Cumhuriyetini emanet bırakan değerlerimizi unutturmayacak programlara özen gösteriyoruz” dedi. Rektör Hotar, “Cumhuriyetimizin temel kazanımlarını korumak ve 9 Eylül ruhunu yaşatmak, üniversitemizin geçmişten günümüze sahip olduğu ilkelerini de oluşturuyor. Çünkü aziz milletimize, minnetimizi ve şükranlarımızı takdim etmenin; kaderi, kentimizle mühürlenen üniversitemizin sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
SORUMLULUKLARIMIZI YERİNE GETİRİYORUZ
“Milli Mücadele döneminde vatanımızda ve kentimizde oynanan oyunların benzerini, şekil ve içerik yönünden bugünkü olaylarda görüyoruz” diyen Rektör Hotar, “Bu sebeple aziz milletimizin gücünü ve kudretini; Atatürk’ün dehasını ve başarısını; İzmir’imizin kurtuluş destanını her fırsatta dile getirmeye önem veriyoruz. Sonuçta çocuk ve gençlerimizi aydınlatmamız; kamuoyunu bilgilendirmemiz bilim dünyası için de elzemdir. Bunu her fırsatta vurguluyoruz. Araştırma Üniversite olarak, tarihi olayları bu perspektifte ele alıyor; yatırımlarımızı ve projelerimizi de bu gerçeklik ışığında şekillendiriyoruz. İnsana ve bilime yatırımı, kente değer kazandırmak olarak görüyor; attığımız her adımda sorumluluklarımızı yerine getirmeye dikkat ediyoruz” açıklamasında bulundu.
Aralık 2022’ye kadar devam edecek 100. Yıl Kutlama etkinlikleri kapsamında; bir dizi program gerçekleştireceklerini belirten Rektör Hotar, “Bilimsel içerikli toplantıların, sportif gösterilerin, festivallerin, sergilerin ve çeşitli yarışmaların düzenleneceği bu süreçte, 100. Yıl anısına bir hatıra ormanını da oluşturacağız. Milli Mücadelemize liderlik eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere; aziz şehitlerimizi ve kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyor; bu sürecin planlanmasında emeği geçen mensuplarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
ORTAYLI: KENDİMİZİ KORUMAK İÇİN SAVAŞTIK
Açılış konuşmalarının ardından konferansta DEÜ mensuplarına ve öğrencilere seslenen Tarihçi-Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, İstiklal Savaşının 100. zafer yılı dönümünde olduklarını belirterek, “İstiklal Savaşı ismi daha sonra Kurtuluş’a çevrilmiştir, doğrusu da budur. Zira, 1918 Ekim’in sonundaki Mondros Mütarekesi ile Türkiye bir işgal altına girmiştir. Bu işgal, yapılan muamele dolayısıyla yüz kızartıcıdır. Memleketimiz hırsla bir savaşa girmediği halde, kendini korumak için savaşmıştır. En çok kayıp veren, en umulmadık yerlerde savaş kazanan bir memlekettir. Şairin ‘Savaş bizi çöllere attığı zaman gölgene sığındık, karlı dağlara attığı zaman renginde ısındık’ sözünde olduğu gibi milletimiz Sarıkamış’tan sıcak çöllere kadar birçok yerde mücadele vermiştir” dedi. İzmir’in işgalinin bir plan konusu olduğunu belirten Ortaylı, “Dört yıllık harbin sonunda İngiltere ve Fransa yorgundu. Savaşa geç giren Yunanistan’ı kullandılar. İstanbul’un işgalinde en çok korkulan konulardan biri de İngilizlerin komutayı Yunanlılar’a bırakma ihtimaliydi. Yunanlılar, İzmir’de komutadan ve idareden anlamayan bir ülke olduklarını gösterdiler. İzmir’in altını üstüne getirdiler” ifadelerini kullandı.
“ASRIN ZAFERİNİN 100.YILI KUTLU OLSUN”
“İzmir yenilikleri takip eden bir memleket olmuştur” diyen Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Burası doğrunun konuşulduğu, yurt sevgisinin, Türk tarihinin, Türk kimliğinin iftiharla taşındığı bir memlekettir. Mustafa Kemal Atatürk, ‘İzmir’i de İzmirlileri de severim’ diye boşuna dememiştir” dedi. İzmir’e yerleşenlerin büyük bir bölümünün vatanlarını terk ederek bu şehre sığındığını söyleyen Ortaylı, “İzmir’e birçok insan Kafkasya'dan, adalardan ya da Girit katliamından kurtulup gelmiştir. Bugünkü Yunanistan'dan, Bosna'dan, Güney Bulgaristan'dan kalkıp buralara gelmişlerdir. Çoğunun arkasında çok acı hatıralar vardır” diye konuştu.
Ortaylı, “İzmir’in kurtulmasını, 9 Eylül 1922 tarihini onlar ‘paradise lost’ olarak ifade ediyorlar. Kaybolmuş bir cennet yok. Her yere binalar dikmezseniz, turizm yapacağız diye kıyıların üstüne olur olmaz şeyler inşa ettirmezseniz, güzel İzmir kaybolmaz, bundan daha güzel olur. Cennetimizi kendimiz korumak zorundayız” açıklamasında bulundu.
İzmir’in bir Akdeniz şehri olduğunu vurgulayan Ortaylı, “Asrın zaferinin 100.yılı kutlu olsun, asıl zafer bundan sonra başlıyor” diye konuştu.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNİ VE TÜRKÇEYİ ANLATTILAR
Açılış konuşmalarının ardından Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, ve Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun konuşmacı olduğu panele geçildi. DEÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkmen Töreli’nin moderatörlüğünü üstlendiği panelde mili mücadele dönemi ve Türkçe’nin dünden bugüne gelişimi anlatıldı.
Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu bundan 100 yıl önce büyük bir zafere imza atıldığını belirterek, “Ancak 1919’da İzmir acı günler yaşıyordu. Osmanlı İmparatorluğu 1. Dünya Savaşı’nı kaybetti, 1919 Mayıs’ında İzmir işgal edildi. Atatürk, Samsun’a çıktığında mücadele başlamıştı ancak lideri yoktu. Atatürk’ün ilk işi düzenli orduyu kurmak oldu. Eylül 1921’de Atatürk’ün Sakarya Savaşı’nı kazanmasıyla birlikte Yunanistan’ın gücü kırıldı. Yunanlılar, bu süreçten sonra Ege Bölgesi’nde tahribat yapmaya başladılar. 26 Ağustos 1922 sabahı Türk ordusu Afyon-Kütahya bölgesinde Yunan mevzilerine taarruza başladı. Mustafa Kemal, daha sonra ‘Ordunuz ilk hedefiniz Akdeniz’dir’ emrini vermiştir, ardından Türk ordusu 9 Eylül’de İzmir’e girmiştir. 18 Eylül’de Bandırma’nın kurtarılmasıyla Batı Anadolu, Yunanlılardan temizlenmiştir. 9 Eylül simgesel bir tarih olmuştur ve Dokuz Eylül Üniversitesi’ne adını vermiştir” dedi.
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ise şu anda dünya üzerinde 6 bin dil olduğunun tahmin edildiğini söyleyerek, “Tarih, dil mezarlığıdır. Aynı zamanda dil, kültürün aynasıdır. Türkçe de doğal bir macera yaşamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız 2017 yılında ‘Dilimiz kimliğimizdir’ diyerek hepimizi ikaz etti, ardından Yunus Emre ve Türkçe Yılı ilan etti. Devlet büyükleri, dilimizin önemini bize hatırlatıyorlar. Mustafa Kemal Atatürk de dilin önemini her zaman belirtmiştir. Türk dilini yok saymaya kalkarsanız, üst üste dizilmiş 40 bardağın en altındaki bardağı çekmiş gibi olursunuz. Göktürkler döneminde de devlet diliydik, 2022’de de devlet diliyiz. Türkçemiz, 12 milyon metrekare alanda yüzlerce yıldır yaşayan 240 milyon kişinin konuştuğu bir dildir” diye konuştu.
Etkinlikte DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi ve Güzel Sanatlar Enstitüsü’nün hazırladığı ‘Fotoğraflarla İzmir’in Dünü ve Bugünü Sergisi’ de sanatseverlerle buluşurken, İzmir Mandolin Orkestrası da dinleyenlere müzik ziyafeti sundu.