Panele, İzmir Gazeteciler Cemiyeti(İGC) Başkanı Misket Dikmen ve Gazeteci Alev Doğan konuşmacı olarak katıldı. İGC Başkanı Misket Dikmen, Türkiye’nin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olduğunu söyledi. Türkiye’de basının 1900’lerin başından beri baskı altında olduğuna dikkat çeken Dikmen, “Ancak gazetecilik ve gazeteciler hiçbir zaman bu kadar müdahale ve baskı altında olmadı” dedi.
Demokrasinin olmazsa olmaz iki koşulunun hukuk ve ifade özgürlüğü olduğunu belirten Dikmen, “Demokrasinin olmadığı rejimlerde basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, medyanın özgür dili kısıtlama altına alınır. Demokrasinin olmadığı rejimler, kendi düşünce ve ideolojilerine göre tasarlanmış, dizayn edilmiş kendi medyalarıyla toplumu afyonlamayı yeğler” diye konuştu.
Dikmen şunları söyledi:
“Gerçek anlamda gazetecilik yapmaya çalışan insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek durumda. Hepsi de yarın sabah ne olacağını bilmiyor. Gazeteci tanımının önüne gerçek kavramını koymaya başladık. Kim için ifade özgürlüğü, kim için hukuk dediğimiz sıkıntılı günler yaşıyoruz. Hayatını ifade özgürlüğüne, toplumu bilgilendirmek üzerine kurmuş olan gazetecilerin bu yükü tek başına kaldırması mümkün değil. Devletin, hukukun, medya meslek örgütlerinin, üniversitelerin, sendikaların, tüm sivil toplum kuruluşlarının basın ve düşünce özgürlüğü için iş birliği içinde olması gerekiyor. Başka türlü bir güç oluşturmak mümkün değil. Sosyal medyanın sorunlu olan yanı daha ağır basıyor. Çünkü dijital medyanın ve sosyal medyanın, internet üzerinden yapılan yayıncılığın hukuki dayanağı yok. Mevzuatı yok. Sınırlar yok. El yordamıyla herkesin kendi kafasına göre kullandığı, karşınızda bir muhatabın olmadığı bir alan.”
Medya özgürlüğünün basın emekçilerini ilgilendiren en önemli konu olduğunu belirten Alev Doğan, gazetecilerin adliyeye haber yapmak yerine ifade vermeye giden bir meslek grubu haline geldiğini söyledi. Doğan, “Medya özgürlüğü Türkiye’deki özgürlüklerden ayrı değerlendirilemeyeceği için ülkenin gündemi ile de son derece alakalı bir mesele. Eşitlik olmadan özgürlük olamaz” dedi.
Doğan şunları söyledi:
“Dijital medyada iki ayak var. Biri haber portalları, internet televizyonları, internet radyoları gibi içerik üretenler. Bir de bu içeriği satan kısmı, reklam boyutu o da sosyal medya. Bizde sosyal medya, dijital medyanın içerik üreten kısmına dahil edilmeye çalışılıyor. Aslında öyle değil. Çünkü manipülasyona çok açık bir alan.”