Yeni haftanın herkese sağlık ve bereket getirmesi dileğiyle yeni yazımıza başlayalım efendim. Önce adaletin sesini bir dinleyelim. Bakalım adalet taaa Mersin'den bendenize ne demiş?
KAMU YARARI VAR MÜDÜR BEY!
Hepiniz takdir edersiniz ki, etkihaber.com ve etkitv.com’daki köşe yazılarımda kamu zararlarını araştırarak gümrüklerde neler olup bittiğini yazar dururum yıllardır.
Bu süreç içerisinde de yazılarımdan rahatsız olanlar haklılıklarını savunacakları yerde soluğu direk mahkemede alıp bendenize dava açarlar ve yayın yasağı getirerek haberleri engellemek isterler. Ama yıllardır da adaletin tokadını enselerinde hissederler.
Aynı Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'nda görülen bir davamda olduğu gibi. Size sayfalar dolusu mahkeme sürecinden ya da sonucundan söz etmek isterim. Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde Mersin Gümrüğü’nde görevli bir müdürün açtığı dava yine beraatimle sonuçlandı. Mahkeme heyeti, gümrükte meydana gelen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını gündeme getirmemde hakaret unsuru bulmadı. Mahkeme heyeti karar metnine şu cümleleri yazarak hem beni onurlandı, hem o tokadı enseye indirdi.
Kararda Mersin Gümrüğü ve o yetkili ile yaptığım haberlerde KAMU YARARI olduğunu, yazımın ifade ve basın özgürlüğü kapsamında olduğunu, bu nedenle de ortada suç falan olmadığını yazdı. O müdüre de gitmiş midir mahkeme kararı bilemem ama benden öğrenmiş olsun. Kendisinin gözlerinden öpüyorum...
-DOĞU AKDENİZ GÜMRÜK VE TİCARET BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ’NDE YİNE YOLLUK SIKINTISI-
Sevgili okurlarım, yıllardır gümrüklerde yaşanan olumlu-olumsuz bütün haberleri elimden geldiğince duyuruyorum sizlere. Tabii bunların yanı sıra da devlet içerisinde personel açısından önemli bir yere sahip gümrük çalışanlarının da sorunlarına kulak veriyorum.
Bu yazımda gümrükte bitmeyen, üzeri bir türlü kapatılamayan bir yaraya değinmek istiyorum YOL-LUK-LAR...
Bakın bu konuyla ilgili Doğu Akdeniz Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde çalışan gümrük görevlilerince gönderilen şikayetleri 9 Ekim 2018 tarihli “PKK DAĞDA NASIL YAŞIYOR?” ana başlıklı, ara başlığı ise YOLLUK'TA YOL ALAN KİMLER? adlı köşe yazımda ayrıntılarıyla aktarmıştım. Ve şimdi köşe yazımın o bölümlerini size tekrar aktarıyorum:
İŞTE O MAİLLER:
"Yaklaşık 10 yıldır Doğu Akdeniz Ticaret Bölge Müdürlüğü'nde memur yollukları banka aracılığı ile yatmaktaydı. Bağlantısı olan İskenderun ve İsdemir Ticaret Müdürlükleri'nde toplanan memur yollukları ay sonu Mal Müdürlüğü aracılığı ile bölge müdürlüğü hesabına aktarılmaktaydı. Bölge müdürlüğü ise, Vakıfbank hesabındaki bu paranın dağıtımını memur hesap numaralarına geçmekteydi. Üç ay önce tüm memurların karşı çıkmalarına rağmen, yetkililer elden yolluk dağıtma usulüne geçtiler. Her nedense her ay ortalama memur hesaplarına yatan bin 900 lira yolluk bedeli bin 300 lira civarına düştü. İdareciler kendi adlarına tahakkuk düzenlettirmeden belli bir miktarı kendi aralarında paylaşıyorlar. İki bağlantı müdürlüğünün topladığı miktar ile memurlara dağıttığı miktar arasında 53.200 lira fark var. Ortalık bundan dolayı karışmaya başladı. 'İdareciler ile memurlar arasında gerilim hat safhada' deniliyor.
Bu mailde en çarpıcı şu bilgi veriliyor: 'Memurlar, idarecilerin almış olduğu kararları sorgulayamaz' diyerek görev yerlerini değiştirdiklerinden ve benim 17 Eylül 2018 tarihli "BAKANLIKTA KOLTUK SAVAŞLARI" yazımın yazar notunda bu konuyu gündeme taşımam üzerine idarecilerin yollukların eski düzende ödenmesi için toplantı yaptıklarını, dolayısıyla kısa bir yazar notunun bile ciddi ses getirdiği belirtiliyor.
SONRASINDA NELER YAŞANMIŞTI?
Peki, o yazar notundan sonra Doğu Akdeniz Ticaret Bölge Müdürlüğü'nde neler yaşanmıştı onu da yazmakta yarar var. 24 Eylül 2018 günü gazetemizin telefonu çaldı. SES Bölge Müdürü Ali Aygün beyin, Aykut Bey ile görüşmek istediğini söylemesi üzerine arkadaşlarım telefonu bana bağladı.
Ali Aygün ile yapmış olduğumuz konuşmada, bölge müdürü yollukların elden ödenmesi için çalışanlardan dilekçeler alındığından söz etti. Bende böylesi nazik bir konuda görüşümü belirttim. Aygün'e yollukların banka aracılığı ile ödenmesi durumunda sorunun ve ayyuka çıkan dedikoduların sonlanacağını kendilerine söyledim.
Aygün bu konuda bir bölge müdürlüğü emri yayınlandığını bana da gönderebileceğini belirtti. Nitekim belgeyi de gönderdi. Konuyu daha sonra da sıkıca takip ettim. Sonunda 03 Ekim 2018 günü, Bölge Müdürü Sayın Ali Aygün beni tekrar aradı. Aygün yaptığı konuşmada, artık yollukların banka tarafından ödendiğini ve bu konunun ortadan kalkmasına benim de vesile olduğumu aktardı.
KESİNLİKLE ELDEN ÖDEMEYİN!
Peki tarafıma gönderilen bölge müdürlük emirlerinin arasındaki fark neydi? İlk gönderilen emrin 11. maddesinde görevlendirme yapılan her personele tahakkuk edecek yol masrafı için ilgili yolluk tahakkuk belgesi düzenlenmesi ve her personelin bu belgeyi imzalamasına takiben yolluk ödemesinin yapılması isteniyordu..
03 Ekim 2018 günü gönderilen ikinci emrin 12. maddesinde görevlendirmelerde tahakkuk edecek yol masrafının hak sahiplerine kesinlikle elden ödenmemesi, her personelin banka maaş hesaplarına yatırılarak gecikmeye meydan verilmeksizin görevin yapıldığı ayı takip eden ayın 7'sine kadar ödeme işlemlerinin tamamlanmasına dikkat edilmesi isteniliyordu. Anlaşılan memur arkadaşların sorunu çözülmüş gibi görünüyordu.
İyi de şimdi ben bir gazeteci olarak şunu gerçekten sormak istiyorum: 'BEYLER ELDEN ÖDEME YAPILDIĞI DÖNEMDE KESİLDİĞİ SÖZ EDİLEN PARALARA NE OLDU ALLAH AŞKINA?' Bak şimdi oldu mu Aykut efendi? Beğendin mi yazdığını? Uykuları şimdiden kaçırdığım için özür dilerim ama yolluk konusuna yakın zamanda döneceğim. Neler yazacağım neler? Şimdilik bu kadar.
ŞİMDİ BAKIN YOLLUKTAKİ EN SON GELİŞMEYE…
Evet yıllar geçti ama yolluktaki yol bulma, karşısındakini yok sayma, indiregandi falan bitmedi. Nasıl mı alın size sıcağı sıcağına bir ihbar maili daha.. Eski tas eski hamam. Yine elden vermeler alavereler dalavereler film fırıldaklar.
Buyurun okuyun...
“Merhaba değerli Abimiz, İskenderun’da depremden ve gümrük idarecilerinin tutumlarından bezmiş muhafaza arkadaşlar olarak size yazmaya karar verdik.
‘Aykut abi merhaba, bundan 3-4 sene önce İskenderun Doğu Akdeniz Bölge Müdürlüğünde elden dağıtılan yolluk meselesini dile getirmiş ve sayende yollukları tekrar sistem üzerinden alarak usulsüzlüklerin önüne geçilmesini sağlamıştın.
O günden bugüne…
6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi İlimiz Hatay’ı çok etkiledi, birçok arkadaşımızı kaybettik, evsiz kaldık, birçok arkadaşımızın ömür boyu biriktirdikleri evleri yıkıldı, ailelerini memleketlerine gönderip 6 Şubattan beri konteynırlarda, Müdürlük içerisinde yatarak görevimize devam ettik. Bunları yazmak kolay geliyor ama şartları yalnızca yaşayanlar anlıyor.
Mesele şu ki;
Depremden sonra 2 ayrı şehirlerde ailesi ve kendini geçindirmeye çalışan gümrük personelinin başına bir çorap örüldü.
Bir Gümrük Müdürü çıktı, görev yaptığı Müdürlükteki yollukları yatırmamaya, kafasına ve inisiyatifine göre kesmeye başladı. Görev yaptığı Müdürlükte kendisi dışında kendisini seven bir personel bırakmadı. Deprem döneminde uzaktan çalışma yapan personele yolluk yatmazken, kendi yakınına yolluk yaptı. Şubat yolluklarını depremden hayatını zor kurtarmış personelden kesti. Zaten ekonomik buhrana girmiş birçok personel deprem ve deprem tadilatı nedeniyle borç batağına saplanmış durumda. Şimdi de duyuyoruz ki, müdür yolluğu yine elden dağıtma gibi bir planı varmış, bunun neler doğuracağını herkes bilir.
O da yetmiyormuş gibi Bölge Müdürü ile bağlantıları gezip kendisi hakkında konuşanlar hakkında tehditler savurmaya başladı. Yine senin köşene sığındık Aykut Abi, sen anlarsın bir tek halimizden..”
Ayıp, hem de katmerli ayıp. Koca teşkilat koca koca unvanları omuzlarında taşıyanlar bir çare bulamayacak mı bu yolluk işine. Yolluk denilen şey iki üç insanın vicdanına göre mi uygulanacak?
Yok mu bir genelge, emir vs. Ayıp, hem de çok ayıp. Yolluk olayının sıkı takipçisiyim bilginiz ola ağalar, beyler...
O GÜMRÜK KAPISINDAN PİS KOKULAR GELİYOR..
Gümrük kapısının adını vermeyeceğim ama yaşananlardan da söz etmeyecek değiliz. Diyor ki o gümrük kapısı ile ilgili ihbar gönderen kişiler, ‘Aykut Bey sınırdan FETÖ mensubu üyeler o gümrük kapısına yakın ülkeye kaçırılıyor. Hatta o ülkenin güvenlik görevlileri bir operasyonda çok sayıda FETÖ mensubunu bir TIR dorsesi içerisinde yakaladı. Bu örgüt elemanları nasıl ve ne karşılığında bu gümrüğümüzden geçiyor? Şimdi sıkı durun 40 tane TOYOTA marka jeep nerede? Lütfen bu konuyu Ankara ihbar olarak kabul etsin. Bakın işin içerisinden neler çıkacak?’
Eveeeet bende şimdi soruyorum 40 tane TOYOTA jeep nerede?
FETÖ üyelerini başka ülkeye kim veya kimler ne karşılığında paketliyor?
Ankara'nın Dikkatine Sunulur.