Ege Üniversitesi (EÜ) Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü (BATI) tarafından “Bağımlılıkta Toplumsal Faktörler” temalı söyleşi düzenlendi. Çevrim içi olarak gerçekleştirilen söyleşiye Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü Madde Bağımlılığı Anabilim Dalı Ar. Gör. Dr. Demet Havaçeliği Atlam başkanlık etti. Bağımlılık kavramının ve bu kavramı oluşturan faktörlerin değerlendirildiği etkinliğe Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Doç. Dr. Derya Şaşman Kaylı konuşmacı olarak katıldı.
Sunumunda bağımlılığın sadece bireysel olarak ele alınmaması gerektiğini ve sürecin toplumun tutumlarıyla da şekillendiğini ifade eden Doç. Dr. Şaşman Kaylı, “Bağımlılık, hiç olmadığı kadar sosyolojik bir olgu. Bir çeşit beyin hastalığı olarak tanımlanıyor. Fakat toplum hiçbir hastalığa bu kadar damgalayıcı yaklaşmıyor. İnsanların bağımlı hale gelene kadar ki süreçte aile yapısı, arkadaş faktörü, büyüdüğü mahalle ve kültür de etkili. Ağırlıklı olarak, ergenlik döneminde madde deneyiminin başlamasının nedenlerinde birisi de arkadaş faktörü. Dolayısıyla bağımlılık, sosyolojik dinamiklerle iç içe bir kavram. Bu yüzden toplumun her kırılma noktasında bağımlılık davranışları da değişir. Davranış değişikliklerinin en yakın örneği ise pandemi döneminde yaşadığımız davranış değişiklikleri. Çünkü bağımlılığın biyolojik, psikolojik ve sosyolojik unsurları var” dedi.
“Bireylerde küçük yaştan itibaren farkındalık yaratılmalı”
Ege Üniversitesi ile bağımlılık konusunda bir araştırma yürüttüklerini belirten Doç. Dr. Şaşman Kaylı, “Bu konuda gerçekleştirdiğimiz çalışmada arkadaş faktörünün riski tam 11 kat artırdığını görüyoruz. Ancak, bağımlılık davranışının şekillenmesinde bir takım toplumsal cinsiyet rollerinin de etkisi bulunuyor. Bu sebeple, tedaviye gelmeyen ya da artık bağımlılıktan kurtulmuş biri toplum tarafından damgalandığından, bireylerle sağlıklı ilişki kuramıyor. Davranışın gelişmesinde bireylerdeki eğitim ve sosyal destek mekanizmalarının eksikliği ya da erişilememesi de etkin rol oynuyor. Bu nedenle, gençlerin çeşitli etkinliklerle ilişkilendirilmesi, farkındalık yaratılacak çalışmalara küçük yaştan itibaren entegre edilmesi ve risk faktörü olabilecek alanların sosyolojik açıdan değerlendirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bağımlılık davranışlarının arka planına baktığımızda karışımıza hem bireysel hem de toplumsal olarak ele alınması gereken bir tablo çıkıyor” diye konuştu.