Dünden sözleştiydik Mustafa Ulubay Kaptan'la.
"Ufkabakan"la açılacağız deryaya...
Daha gün doğmamıştı.
Deniz bembeyazdı!
Güne erken başlamanın keyfiyle buluştuk kıyıda.
Çıktık Burunucu'ndan...
****
Balık tutmak işin bahanesiydi.
Amaç; kaygıyı endişeyi, tedirginlikleri aşmaktı...
Doğanın güzelliğini yaşamaktı...
Sabahattin Ali'nin dediği gibi;
"Satın alınamayan şeyleri severim ben. Deniz gibi, Gökyüzü gibi, Ay ve güneş gibi,
Ve sevgi gibi...”
****
Arada dümene ben de geçtim.
Denizlerin yaramaz çocukları martılar eşlik ediyordu tekneye..
Ruhumuzu boyuyordu maviye deniz; maviye..
Derdi, sıkıntıyı azaltıyordu; kısmen de olsa...
Tadını çıkarmak;
yalnız çaresiz olmadığımızı gösteriyordu bize...
****
Birara Orhan Veli geldi aklıma.
Okan Yüksel Ustam'ın da sık sık dostlarına okuduğu
"Hürriyete Doğru" şiiri..
"Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin;
Gideceksin ırıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden,
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda
Deniz kızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi? Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı? Heeeey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekliyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanın hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere..."
****
Siz de -tekneye binme olanağınız yoksa- bir deniz kıyısında oturun.
Umudunuzu yeşertin.
Direnişinizi yükseltin.
Sonra...
Bildiğiniz bir şiiri,
ya da türküyü şarkıyı bırakın o sulara...
Deniz aşkına!
Ama içinde hürriyet, özgürlük, umut geçsin.
İnanın iyi gelecektir!..