CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İZMİR'DE. ERDOĞAN'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İzmir'de önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir 8. Olağan İl Kongresi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Kongrede Divan başkanlığına AK Parti MKYK Üyesi ve İzmir il Koordinatörü Ahmet Sami Ceylan, Divan Üyeliklerine ise İl Kadın Kolları Başkanı Emel Dalkıran, İl Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Emin İçelli, önceki dönem İzmir Milletvekili ve İl Başkanı Ali Aşlık, Genel Merkez Teşkilat Koordinatörü Salih Çetinkaya seçildi.

Erdoğan kongrede önemli açıklamalar yaptı. , "Muhalefeti, alternatif vizyon üretme sorumluluğu olmaktan çıkartıp, Türk milletinin düşmanı kim varsa değirmenine su taşıma aracı haline bunlar getirdi" diye ifade etti.

Konuşmasına "Gözlerin daim enginde. Bir büyü var her renginde. Kadir bilenler nezdinde kadrin bilinir demişler." ifadeleriyle başlayan Erdoğan, İzmir'in dört bir yanına, dünyanın her yerindeki İzmirlilere selamlarını gönderdi.

Erdoğan, Ardahan ve Yozgat'ın canlı bağlantıyla kendilerini takip ettiğini belirterek, kongrelerin İzmir, Ardahan ve Yozgat ile ülkeye ve millete hayırlı, uğurlu olmasını diledi.

Başkan Erdoğan, ilk fetih günlerinden İstiklal Harbi'ne, İzmir'in kurtuluşundan terörle mücadeleye kadar İzmir'in verdiği tüm şehitleri rahmetle yad etti.

Eski İzmir türkülerinin çoğunun kahramanlık üzerine, efelerin cesareti, askerlerin fedakarlığı üzerine yazıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"'Asker ettiler beni kıdemli çavuş. Gurbet çöllerinde oldum bir baykuş. Anadan, babadan, yardan bir haber yokmuş. Uçun kuşlar, uçun İzmir'e doğru.' Anadan, babadan, yardan geçerek vatan hizmetine koşan İzmirlilerin hasretlerini kuşlara fısıldadığı bu türkülerin her birinin gerisinde ayrı bir kahramanlık hikayesi vardır. İşte bunun için Birinci Dünya Savaşı'nda İzmir işgal edildiğinde tüm Türkiye yasa bürünmüştür. Bu işgal üzerine İstanbul'da Sultanahmet mitinginde Halide Edip Adıvar'ın ettirdiği yemindeki ahdimiz, bugün de kalbimizde aynı heyecanla yaşıyoruz. Ne diyordu bu ahitte?

'Türkiye istiklale kavuşana kadar korkmayacağız. Hiçbir meşakkatten kaçmayacağız. Bayrağımıza, ecdadımızın emanetine ihanet etmeyeceğiz.' Görüldüğü gibi milletimiz İzmir'in istiklalini Türkiye'nin istiklali ile müsavi tutmuştur. Türk tarihinde daima yek vücut olmanın istiklale ve ecdadın mirasına sahip çıkmanın timsali olduğu için o kara günlerde milletimiz İzmir'e böylesine sıkı sıkıya sahip çıkmıştır. Biz de İzmir'e Çakabey nasıl sahip çıktıysa Gazi nasıl sahip çıktıysa Menderes nasıl sahip çıktıysa öyle samimiyetle sahip çıktık."

"RÜZGAR KIMILDASA İZMİR YAŞANMAZ HALE GELİYOR, HAVAYA BAKIP ISLIK ÇALIYORLAR"

İzmir'e sahip çıkmanın bu şehre aşkla hizmet etmekle olacağını ifade eden Erdoğan, bugün yerel yönetimlerin ve şehrin temsilcilerinin çoğunun İzmir'e sahip çıkma azminde ve cehdinde olmadığını üzülerek gördüklerini söyledi.

Mehmet Akif'in bir zamanlar İstanbul için "Bizim mahallede İstanbul'un kenarı demek, sokaklarından geçilmez ki yüzme bilmeyerek" sözlerini hatırlatan Erdoğan, Akif'in 110 yıl önce İstanbul için yaptığı tespitin örneklerini 2025'in İzmir'inde hemen her alanda görmenin mümkün olduğunu kaydetti.

Erdoğan, "İzmir'in hemen tüm mahalleleri, caddeleri, sokakları, denizi perişan vaziyettedir. Tek işi vatandaşa hizmet etmek ve şehri yaşanılır kılmak olanlar maalesef vatandaşa hizmetten başka her işi yapıyor. Yağmur çiselese İzmir'i su basıyor. Umurlarında değil. Rüzgar kımıldasa İzmir yaşanmaz hale geliyor, havaya bakıp ıslık çalıyorlar. Altyapı deseniz zaten hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız. Hülasaten, bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor." diye konuştu.

Sadece şu son 10 yılda yaşananların bile şehrin CHP'li yerel yöneticiler ve siyasetçiler tarafından nasıl bir garabet sarmalığına sokulduğunu göstermeye yeterli olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Haklarını isteyen işçileri dinlemek yerine sokağa atarlar. İzmir Körfezi'nin kötü kokudan yanına yaklaşılmadığı halde kıllarını kıpırdatmazlar. Körfezin temizlenmesinin asli sorumlusu millete olan saygısından dolayı bu meseleye çözüm arayan bakanlığın toplantısına katılma lütfunda dahi bulunmazlar. Ülkenin en pahalı suyunu İzmirlilere içirirler. İlçelerine hizmet etmeleri için seçilen başkanlar, İstanbul'da siyasi ikbal peşinde koşarlar.

Kötü yönetimden dolayı işçi maaşlarını ödeyemedikleri için temel hizmetler bile aksar. Kentsel dönüşüm projelerindeki dolandırıcılıkların arkasında kendi partililerinin silüeti belirir. Eski ve yeni başkanların şehre zerre kadar faydası olmayan kişisel kavgaları ayyuka çıkar. Hakaret suçundan yargılanan edepsizleri önce protokole alıp baş köşeye oturturlar sonra özür dilerler."

Erdoğan, karşılarında neresinden tutulursa tutulsun elde kalan bir İzmir fotoğrafı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"CHP Genel Başkanı bile bu durumun farkına varmış olmalı ki, İzmir'in temsilindeki sorunları ikrar etmek mecburiyetinde kaldı. Kendi görevlerini yapmaktan aciz yönetimlerin başarısızlıklarını Atatürkçülük maskesiyle, ilericilik örtüsüyle, çağdaşlık perdesiyle gizlemeye çalışması da ayrı bir hastalık. İzmir her alanda sürekli geriliyor, ama bunlar ilericilik kisvesi altında yağma düzenlerini devam ettirmek için canhıraş şekilde uğraşıyorlar. Bu kötü gidişat, İzmir'in kaderi değildir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur. Tabii bunun için önce İzmir'deki vatandaşlarımızı siyasi tercihlerini, ideolojik saiklerle değil eser ve hizmet merkezli olarak yapmaya ikna etmemiz gerekiyor."

Erdoğan, yıllar sonra bizzat işin sahiplerinin, "Atatürkçülüğü ve Kemalizm'i Menderes'e karşı mücadele edebilmek için biz icat ettik" dediği bir fanatizmin, Menderes'in tüm kalbini adadığı şehir olan İzmir'i esir alamayacağını ifade etti.

"GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN MİRASINI YAĞMALAMAKTAN BIKMADILAR"

Cumhuriyet'in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Benim en büyük eserim, Cumhuriyet'tir" derken muhalefetin, Cumhuriyet'in gelişmesine, kalkınmasına zerre kadar katkıları olmadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kendilerine affınıza sığınarak söylüyorum, 'Mustafa Kemal'in itleri' diyenlerle birlikte belediyelerde soygun düzeni kurmayı 'Kent Uzlaşısı' adı altında meşrulaştırma çabasına girdiler. Kimi zaman seçim kazanmak, kimi zaman ceplerini doldurmak için yıllardır Gazi Mustafa Kemal'in mirasını yağmalamaktan bıkmadılar. Bir de utanmadan, arlanmadan, hayal etmeden çıkıp bizim terörsüz Türkiye çabamızla kendi suç ortaklıklarını bir tutmaya kalkıyorlar. Muhalefeti alternatif vizyon ve program üretme sorumluluğu olmaktan çıkartıp Türkiye ve Türk milletinin düşmanı kim varsa onların değirmenine su taşıma aracı haline bunlar getirdi."

Erdoğan, CHP'nin eski genel başkanının İzmir milletvekili olduğunu, yeni genel başkanının ise "kendini İzmirli olarak gördüğünü" hatırlatarak, "Tüm İzmirlilere soruyorum, topunun birden İzmir'e tırnak ucu kadar bir faydası ve hizmeti dokundu mu? Var mı 'Bu genel başkanlar şehrimize şunları, şunları kazandırdı' diye 3-5 başlık sayabilecek birisi? Yok." şeklinde konuştu.

CHP yönetiminin İzmir'e hiçbir şey yapmadığını bildiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Belki geride hiçbir eser hiçbir hizmet bırakmadılar. Ama her İzmir'e gelişlerinde yediler, içtiler, dağıldılar. Gazi'nin emaneti olan Cumhuriyet'e en büyük zararı, sorsanız Atatürkçülüğü ve Kemalizm'i kimseye bırakmayan işte bu mirasyedi tayfa vermektedir. CHP'yi ve ona oy verenleri bu proje ürünü istismar siyasetinden kurtarmak, İzmir'in kurtuluşunu ülkenin istiklaliyle bir tutan ecdada da, Gazi'nin hatırasına da, demokrasimize de yapılacak en büyük hizmet olacaktır."

"İZMİR'E SON 22 YILDA 1 TRİLYON 275 MİLYAR LİRA TUTARINDA YATIRIM YAPTIK"

Erdoğan, her kesimden insanıyla 85 milyonun tamamına olan sevgilerini, muhabbetlerini, eser ve hizmet siyasetiyle göstermiş bir parti olduklarını vurgulayarak, artık 22 yılı geride bırakan iktidarları döneminde yaptıkları işlerin, Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamının 5-10 katı olduğunu söyledi.

İnsanın fıtratı gereğince sahip olduğu imkanları nasıl elde ettiğini bir süre sonra unutmaya, sanki hep varmış gibi hissetmeye meyilli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Bize düşen vazife, her fırsatta ülkemize kazandırdığımız eserleri, milletimize verdiğimiz hizmetleri, vatan topraklarının her karışına yaptığımız yatırımları hatırlatmaktır." dedi.

Erdoğan, İzmir'e son 22 yılda günümüz rakamlarıyla 1 trilyon 275 milyar lira tutarında kamu yatırımı yapıldığını belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Adalette 16 milyar lira, eğitimde 69 milyar lira, gençlik ve sporda 11 milyar lira, sosyal yardımlarda 145 milyar lira, sağlıkta 45 milyar lira, çevre ve şehircilikte 186 milyar lira, ulaştırmada 245 milyar lira, tarım ve ormanda tarımsal hibe destekleri dahil 121 milyar lira, sanayi ve teknolojide verdiğimiz teşviklerle birlikte 46 milyar lira, enerjide kamu ve özel toplam 326 milyar lira, kültür ve turizmde 7 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 58 milyar lira yatırımı hayata geçirdik."

İzmir'e 4 yeni devlet üniversitesinin kurulduğunu hatırlatan Erdoğan, 2'si stadyum olmak üzere toplam 115 spor tesisleri inşa ettiklerini söyledi.

Erdoğan, toplam 4 bin 906 yataklı 47 hastane ve ek binalar dahil 132 sağlık tesisleri yaptıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:

"İzmir Şehir Hastanemiz 2 bin 60 yatağıyla bir yıldan beri vatandaşlarımıza hizmet veriyor. Dikili Devlet Hastanemizi 50 yatağıyla önümüzdeki günlerde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Selçuk Devlet Hastanemizi, 50 yatağıyla Buca Ağız ve Diş Sağlığı Hastanemizi ise 70 ünitesiyle yıl sonuna kadar tamamlıyoruz. Ayrıca 800 yataklı Tepecik Şehir Hastanemizi yatırım programımıza aldık. TOKİ kanalıyla İzmir'de toplam 25 bin 164 konut projesini hayata geçirdik."

İzmir'deki 5 Millet Bahçesi projesinden birinin tamamlanmak üzere olduğunu belirten Erdoğan, diğerleriyle ilgili çalışmaların da çeşitli safhalarda sürdüğünü söyledi.

Erdoğan, kara yollarında İzmir'in 2002 yılında 431 kilometre olan bölünmüş yol mesafesini, 977 kilometreye çıkardıklarını vurgulayarak "Uzunluğu 55,5 kilometre olan İzmir Çevre Yolu'nu etaplar halinde tamamlayıp Konak Tüneli'ni de açarak şehir içi trafiğini rahatlattık. İzmir-İstanbul Otoyolu'nu inşa ederek yaklaşık 8,5 saat süren yolculuk süresini, 3,5 saate indirdik. Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu'nu açtık. Sabuncubeli Tüneli ile İzmir-Manisa arası ulaşım süresini 15 dakikaya indirdik. Demir yollarında İzmir'in trafik sorununa kalıcı çözüm getirmek amacıyla İZBAN Projesi'ni hayata geçirdik. İZBAN, şehrin kuzeyindeki Aliağa'dan güneyindeki Selçuk'a kadar uzanan 136 kilometrelik bir güzergahta şu anda hizmet veriyor." diye konuştu.

Yapımı süren Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren Hattı'nı 2027'de bitirmeyi hedeflediklerine dikkati çeken Erdoğan, Kemalpaşa Lojistik Merkezi ile bu bölgeyi lojistik sektörünün ve sanayinin nabzını tutacak bir merkeze dönüştürdüklerini aktardı.

"İZMİR'E HER ALANDA ÇOK DAHA FAZLA ESER VE HİZMET KAZANDIRACAĞI"

Başkan Erdoğan, Adnan Menderes Havalimanı'nı yenileyip, kapasitesini artırarak 2002 yılında 2,3 milyon olan yolcu trafiğini, 2024 yılında 11,5 milyonun üzerine çıkardıklarını belirtti.

"Deniz yolunda İzmir-Yenifoça Yat Limanı'nı açtık. Özdere, Dikili, Çeşme-Şifne, Çeşmealtı ve Şakran'da 5 yeni yat limanı için etüt proje hazırlıyoruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Su ve sulama yatırımlarında son 22 yılda şehrimize 8 içme suyu tesisi, 52 sulama tesisi, 109 taşkın koruma tesisi, 10 gölet, barajlar, yer altı depolama tesisleri gibi toplam 225 tesis inşa ettik. İzmir'e 4 yeni organize sanayi bölgesi, 3 endüstri bölgesi, 5 teknopark, 101 araştırma geliştirme merkeziyle 25 tasarım merkezi kurduk. Verdiğimiz teşviklerle tamamlanan 2 bin 930 özel sektör projesinde, 328 milyar lira yatırım gerçekleştirerek 111 bin kişilik istihdam sağlandı. Şubat ayında Çeşme'ye seneye de Karaburun'a doğalgaz arzı sağlamayı planlıyoruz. Allah'ın izni ve milletimizin desteğiyle önümüzdeki yıllarda İzmir'e her alanda çok daha fazla eser ve hizmet kazandıracağız.

Sizlerden bunları her İzmirli kardeşimize anlatarak tamamen yalan ve talan kılıfı haline dönüşen istismarcı ideolojik söylemler yerine, eser ve hizmet siyasetine yönelmelerini sağlamanızı istiyorum. Bunu başardığımızda milletvekilliğinden belediye başkanlıklarına kadar İzmir'in tüm temsili mevkilerde bulunan AK Parti bayrağını dalgalandıracağımızdan ben şüphe duymuyorum. Böylece bu şehirle ilgili oluşturulmaya ��alışılan haksız algıları, seviyesiz yakıştırmaları, temelsiz ön yargıları da ortadan kaldıracağımıza inanıyorum. İzmir'e ve sizlere güveniyorum, Rabb'im yar ve yardımcınız olsun."

İzmir'i temsil etmeyi beceremeyenlerin, bu şehrin, ülkenin içeride ve dışarıda yürüttüğü mücadelelere kayıtsız bir yer olduğu intibası vermek için de özel bir gayret sergilediğini ifade eden Erdoğan, halbuki İzmir'in yıllarca mazlumların derdiyle dertlendiğini, yüreğini de toprağını da onlara açmış bir şehir olduğunu dile getirdi.

"HİÇBİR HADİSEYE DUYARSIZ KALMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL"

Erdoğan, Osmanlı'nın son döneminde, Ege'nin muhtelif yerlerinde, Balkanlar'dan, Kafkaslar'dan, diğer yerlerden evlerini terk edip gelmek zorunda kalan yüz binler ve milyonların önce İzmir'e sığındığını anlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir kısmı ülkenin başka yerlerine gitse de önemli bir bölümü de İzmir'i kendine yeni vatan olarak seçmiştir. Aynı şekilde ülkemiz içinde nüfus hareketlerinin çok arttığı dönemlerde İzmir; Mardin'den Erzurum'a, Konya'dan Kars'a, Afyon'dan Ağrı'ya, Sivas'tan Balıkesir'e kadar pek çok farklı şehirden insanın yeni yuvası olmuştur. Gerisinde nice acı hikayeleri, nice umut arayışlarını barındıran böylesine bir demografik zenginliğe sahip İzmir'in gündemini, Türkiye'den ayrıştırmaya kalkmak en hafif tabiriyle gaflettir. Küresel ve bölgesel gelişmelerin hepsi, ülkemizin bugünkü konumunu ve gelecekteki hedeflerini yakından ilgilendiren mahiyete sahiptir. Dolayısıyla Türkiye olarak kendimizi hiçbir meselenin dışında tutmamız, hiçbir hadiseye duyarsız kalmamız mümkün değildir. Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan Suriye'deki devrime, Balkanlar'daki gerilimlerden Afrika'daki anlaşmazlıklara, Akdeniz'deki enerji ve etki çekişmelerinden Kafkasya ve Orta Asya'daki arayışlara kadar her konu bizim gündemimizdedir, öyle olmak mecburiyetindedir. Hatta bu listeyi Antarktika'da araştırma istasyonu kurmaktan, uzaya çıkma çalışmalarına kadar çok daha geniş bir alana teksif edebiliriz. Daha savunma sanayiinden imalat sektörüne, turizmden lojistiğe kadar iddia sahibi olduğumuz pek çok başlığı saymıyorum bile."

Geçmişte Türkiye'nin dünya yönetim sisteminin yeniden kurulduğu kritik dönemlerde, karar vericilerinin vizyonsuzluğu sebebiyle maalesef hakkı olan yerlere gelemediğine işaret eden Erdoğan, "Bilhassa İkinci Dünya Savaşı sonrası ve 1970'li, 1990'lı yıllarda bu üzüntü verici hakikati tekrar tekrar yaşadım ama artık hem altyapısı hem yönetim anlayışıyla eski Türkiye yok. Bugünkü kalkınma seviyemizi, bölgesel gücümüzü, küresel etki alanımızı geçmişte mukayese etmeye kalkmak bile ülkemize yapılacak en büyük haksızlık olur." ifadelerini kullandı.

"BİZİM UMUTLU OLMAK İÇİN ÇOK SEBEBİMİZ VAR"

Başkan Erdoğan, yalan yanlış sosyal medya üfürükleriyle eskiyi yüceltmeye çalışan güruhun amacının, hakikatleri ortaya çıkartmak değil, umutsuzluğu körüklemek olduğunu ifade etti. Erdoğan, "Merhum Cemil Meriç, 'Vatanlarını yaşanmaz bulanlar vatanlarını yaşanmaz kılanlardır' diyor. Velhasıl bunlar kağıt üzerinde kökenleri ve inançları ne olursa olsun, ülkelerini hiçbir zaman vatan olarak içselleştirmemiş kalpleri ve gözleri hep dışarıda olan mankurtlardır." dedi.

Emperyalistlerin, sinsi ve aşağılık oyunlarında rol almayı ülkelerine hizmet etmeye yeğleyenlerden Türkiye'ye hayır gelmeyeceğini ifade eden Erdoğan, "Halbuki bizim inancımızda umutsuzluk neredeyse küfre eş değer görülür. Üstelik bizim umutlu olmak için çok sebebimiz var." diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Her ne kadar son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar, sabit ve dar gelirli vatandaşların canını sıkıyor olsa da emin olunuz bu geçici bir dönemdir. İnşallah enflasyonla mücadelemizin somut sonuçları bu yıl sonuna doğru daha iyi görülecektir. Makroekonomik verilerimiz zaten gayet olumlu seyrediyor. Ekonomik programımız hedeflerimize ulaştıkça sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızdan başlayarak herkesin refah seviyesini daha da yükseltecek adımları sıklaştıracağız. Ülkemizin bölgesel ve küresel güç konumunu tahkim ederek Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmeyi sürdüreceğiz. Elbette önümüzde yapmamız gereken çok iş, çözmemiz gereken çok sorun, aşmamız gereken çok engel var."

"GÖNÜLDE YATAN ASLANI BİZ ÇOK İYİ BİLİYORUZ"

Dünyanın en kadim coğrafyasının en gözde yerine sahip olup dikensiz gül bahçesi misali bir hayat tasavvur etmenin gerçekçi olmadığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de hemen her ülkenin gönlünde bu topraklara sahip olma isteğinin yattığından hiç şüpheniz olmasın. Kimileri bunu dillendiriyor ama gönülde yatan aslanı biz çok iyi biliyoruz. Bunun için de ülkemize, vatan topraklarıyla, devletiyle, insanıyla, tüm kazanımlarıyla sıkı sıkıya sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bunu beceremeyen toplumların, nasıl acılar çektiğini, hangi zilletlere maruz kaldığını işte sizler de görüyorsunuz. Türkiye'yi aynı duruma düşürmek için içeriden ve dışarıdan yapılan sabotajları, kurulan tuzakları, sergilenen ihanetleri birer birer savuşturarak bugünlere geldik. Allah ömür verdiği müddetçe de milletimizle birlikte Türkiye'nin bu dik duruşunu, bu amansız mücadele kararlılığını hep sürdüreceğiz. İzmir'in önümüzdeki dönemde bu mücadeleye, tarihine ve şanına layık bir katkı vereceğine inanıyorum."

İzmir, Ardahan ve Yozgat İl kongrelerinin hayırlara vesile olmasını temenni eden Erdoğan, teşkilatlarda bugüne kadar emeği geçenleri tekrar tebrik ederek yeni görev alanlara başarılar diledi.

Siyaset Haberleri

BİLAL SAYGILI: 'İZMİR'İ TÜRKİYE YÜZYILININ ÖNCÜ ŞEHİRLERİNDEN YAPACAĞIZ'
AK PARTİ İZMİR'DE O İSİMLER BELİRLENDİ...KONGRE HEYECANI...
ÖZGÜR ÖZEL İZMİR'DE...ENGELLİ BAKANLIĞI KURACAĞIZ.
CHP'Lİ MAHİR POLAT ' 4 ŞİRKET 4 MİLYON EMEKLİYE BEDEL'
AK PARTİLİ SAYGILI'DAN KONGRE MESAJI VE DAVET VAR