CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amacıyla bugün de İzmir’de Adalet İçin Demokrasi nöbeti tutan milletvekillerine destek ziyaretinde bulunmuştur. Kani Beko ‘Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyum atanması maalesef ilk kez karşılaştığımız bir durum değil. Halk iradesinin bu değersizleştirilme çabaları artık bir seçmen yıpratma siyasetine dönmüştür’ diyerek bir an önce kayyum uygulamasından geri adım atılması çağrısında bulunmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko, İçişleri Bakanlığı’nın görevlerinden uzaklaştırarak kayyum atadığı Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanlarının görevlerine bir an önce iade edilmesi çağrısını bu kez de İzmir’de nöbet tutan milletvekilleri ile birlikte yapmıştır. CHP’li Beko açıklamasında, “Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyum atanması maalesef ilk kez karşılaştığımız bir durum değil. Halk iradesinin bu değersizleştirilme çabaları artık bir seçmen yıpratma siyasetine dönmüştür. Demokratik yollarla ve kanunlara uygun olarak seçimlere girmeye hak kazanmış ve halkın iradesiyle başkanlık makamına getirilmiş kişilerin seçim öncesi var olan soruşturma ve kovuşturma dosyalarından dolayı görevden alınmaları demokrasi adına çok vahim ve üzücü bir olay. Bu açıkça seçmen iradesinin gaspı, halkın iradesine yapılan bir darbedir. Kayyum atamaları demokrasi ve hukuk devleti adına bir utanç tablosudur” açıklamalarında bulundu.
Beko konuşmasında “Diyarbakır, Van ve Mardin’de halk oylamasıyla seçilmiş belediye yönetimlerine kayyum atanması, darbeden başka bir anlama gelmemektedir. Demokrasilerde hiç kimsenin kendini yargı erkinin yerine koyup, hüküm verme ve infaz etme hakkı yoktur. Demokrasinin temelini oluşturan “hukukun üstünlüğü”, “kuvvetler ayrılığı”, “seçme ve seçilme hakkı” bu kararla açıkça ortadan kaldırılmıştır. Bu uygulamaları hiçbir CHP’linin ve demokrasiden yana olan bir kişinin kabul etmesi mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki, bizler bugün, bu toprakların insanları ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşları olarak, özgürlük, eşitlik, demokrasi, barış ve kardeşlik mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Mevcut siyasal iktidara karşı, demokratik toplumsal muhalefetin gerekleri çerçevesinde, Türkiye’de güzel yarınları özleyenlerle ve derinleşmiş bir demokrasinin mücadelesini verme iradesini gösterenlerle el ele, yan yana, omuz omuza yolumuza devam edeceğiz….” demiştir.