BU GÜL HİÇ
SOLMAYACAK !
Kişiyi bir ömür boyu göreceksiniz ki,
portresini
çekebilesiniz” diyor
Albert Stickens.
Tam 46 yıldır
gördüğüm yüreğimdeki güneşlerden "bin yıllık dostluk"
yaşadıklarımdan, "ustalığını gizlemesini bilen" büyük ustalardan
Yeşilovalı Şaban, İzmir sporunda sadece “İz Bırakanlardan” değil,
"ölümsüzleşen" insanlardandır.
1960’lı yılların yenilmez armadası Namık Kemal Lisesi’nin
futbolcuları, ulusal takımın belkemiğidirler.
İngiliz Nevzatlar, Yavru Ayhanlar, Ali Artunerler,
Mustafa Denizliler, Mithat Mıhçılar, Özer Yurteriler kuşağından Yeşilovalı Şaban, belki ulusal formayı kuşanamamıştır.
Ama milli takımlarda 150’yi aşkın olarak çeşitli görevler
yüklenmiş, kendi deyişiyle “Mutluluklar ve şerefler yaşamış”
Fatih Terim ve Rasim Kara ile birlikte Ümit Milli Takımımıza
finaller oynatmak gururunu yaşamıştır.
Futbolculuk günlerindeki yoklukları, yoksullukları,
ezilmişlikleri, sağlıksızlıkları yaşayan Yeşilovalı Şaban,
”Yumuşak bir yürek, ipek gibi/ kardeş kardeş atan bir yürek/
çocuk çocuk gülen “Dr. Şaban Acarbay gece yarılarında bile
yatağından kalkıp sporcu kardeşlerinin hizmetine koşmuş,
Türkiye’nin en modern Sporcu Sağlık Merkezi’ni kazandırmıştır.
Yaşamım boyunca hiçbir yerde tanık aramadım.
Ama Nevit Tokdemir, Sedat Kaya, Atilla Köprülüoğlu, Nuri İmre, Haluk Güney, Çağlayan Sueli,
Mehmet Demirpolat şahittir ki Dr. Şaban Acarbay’ın
yarınlarımız olan çocuklarımız ve gençlerimiz için,
sporcularımız için, ulusal takımlarımız için sağlığımız için,
sporun onuru erdemi için, bilim için yaptıkları ve ürettikleri
ile ilgili notlar, hem de daktilo ile yazılmış olarak tam üç sayfa tutuyordu.
Her İnsanın tırmanmak istediği bir gökyüzü ve
her insanın gizlediği bir çocuk yüzü varmış.
Yeşilovalı Şaban, spor için tırmandığı o gökyüzünde “
Ve doruklarda kardeş türküleri gibi ve koskocaman bir kırmızı gül”dür.
Johanne Goethe “Bilmek yetmez, uygulamamız gerekir,
istemek yetmez, yapmamız gerekir” diyor ya,
Yeşilovalı Şaban işte bu sözü hayata geçirenlerdendir.
Sporcu, yönetici, teknik adam, bilimci Dr. Şaban Acarbay için ben diyorum ki:
''Bu gül hiç solmayacak.''