31 Mart öncesi
CHP, İYİ Parti, Saadet; "PKK destekçisi, beka" sorunuydu.
Günler, haftalar, aylarca aday Ekrem İmamoğlu’na
ona oy verecekler kutuplaştırıcı
‘’zillet, illet’’ kampanyasıyla suçlandı.
Seçildi, YSK’ca meşru gerekçe gösterilmeden
mazbatası elinden alındı; yani; ‘’kul hakkı’’ yendi!
‘’Pontus Yunanlı’’ dendi, hakarete edilmediği gün yoktu Ekrem İmamoğlu'na...
İftira üzerine iftiraya uğradı!
‘’Dış mihraklarca ciddi şekilde destekleniyor’’ yazıldı.
Mısır’ın darbecisi Sisi’ye benzetildi.
‘’Villası kaçak çıktı’’ manşeti atıldı.
‘’Diploması da şaibeli’’ haberi yapıldı.
Bütün algı operasyonlarına karşı
her gün performansı bir öncekini geçen
‘’kenarın ilçe başkanı’’ diye hafifsenen
İmamoğlu yanıtladı;
‘’Hak yemem!
Ama hakkımı da yedirmem.
Adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz!
İftiraları ve yalanları analarımızın dualarıyla aşacağız.
23 Haziran’da millet kararını verecek.
O kararın karşısında duracak kişi henüz doğmadı!..’’
****
Ortodoks Patriği bile ekümenik oldu(!)
İstanbul Belediye Başkanlığı, ‘’sembolik makam’’ yapıldı.
Seçime iki gün kala ‘’yerli ve milli’’ şahsiyet
ilân edilen teröristbaşının Anadolu Ajansı marifetiyle yansıtılan
"referans" mektubundan
iktidar partisi ve ortağı adına medet umuldu.
‘’Yerli ve milli uçak’’, ‘’Yerli ve milli araba’’
Şimdi de
‘’Yerli ve milli terörist’’!..
****
Havuz medyası beka sorununu unuttu,
çarşaf çarşaf Apo’nun mektubunu yayımladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ekrandan yineledi mektubu.
Meydanlarda kürsüden ip atan MHP Lideri Devlet Bahçeli’den Öcalan açıklaması geldi:
“Teröristbaşı HDP’nin istismarının önüne geçmek maksadıyla tarafsızlık çağrısı yapmıştır.
Terörist başının mektubu, HDP’nin vahim sapmasına, Zillet ittifakına verdiği desteğine itirazın, tepkinin ve bundan duyduğu rahatsızlığın eseri ve sonucudur.”
Şaka gibi!..
****
Apo'nun elikanlı kardeşi Osman Öcalan'ın yaptığı röportaj devlet televizyonu olan TRT'nin "TRT Kürdi" adlı kanalında yayınlandı.
Kardeş Öcalan analiz yaptı İmamoğlu'nu eleştirdi, Yıldırım'a oy istedi.
İnanılacak gibi değildi!
Bu noktada gazeteci yazar Fikret Bila’nın
şu kritik sorusu önemliydi;
‘’İmamoğlu’nun kazanması, Öcalan’ın mesajıyla
seçim kazanmayı ummaktan daha mı büyük sorundur?’’
Neticede;
dünyada bir teröristbaşının demeç
verebildiği, siyasetine de ayar vermeye çalıştığı
tek ülke olduk!
(Aynı Apo, ‘AKP’yi 10 yıldır iktidarda tutan
benim’ dememiş miydi 6 sene önce)
Artık ‘’Öcalan’ın mitili Devlet Bahçeli yerine
İstanbul’a attığı’’, ‘’Çare Apo’’ esprileri yapılıyordu sosyal medyada.
Cumhur İttifakı’na İmralı da mı dahildi; ne?
***
Nerdeen nereye…
Beka sorunundan şehitlerden Apo’nun mektubuna bel bağlamaya!
Siyaset bu kadar ikiyüzlü yapılabilir miydi?
****
Usta Gazeteci Yazar Kadri Gürsel’in
-çok yerinde- tespitini alıntılayalım;
‘’Türkiye’de 17 yıldır iktidarda olan bir partinin
İstanbul’da haksız ve hukuksuz biçimde tekrar ettirdiği
yerel seçimde rakibini yıpratmak için önce
Pontus fantezisi üzerinden, o geri tepince de
‘Ordu hadisesi’nde ses mühendisliği vasıtasıyla
oyun kuracak kadar irtifa kaybetmesi hüzün vericidir.
Kaydedilen aslında, iktidarın önlenemez iniş
momentumunda düştüğü irtifadır. ‘’
Devam edelim;
İstanbul seçimini kaybettiklerinde düşüşlerin
en büyüğünün de başlayacağını biliyor iktidar sahipleri.
Dolayısıyla her türlü yalanın dolanın uydurmanın
linç organizasyonunun, trol saldırılarının
gerekçesi de bu!
Benzemez hiçbir şeye kaybetme korkusu!..
****
Yarın 23 HAZİRAN; seçim var İstanbul’da!
Hakaretten, tehditten, gerginlikten bıktıysanız;
hak hukuk adalet adına, tek sesliliğe,
korku iklimine karşı sandığa gidin!
‘’Siyasal sefalete hayır’’la tepkinizi koyun;
oyunuzu kullanın!
Unutmayın; umudu sevgiyi ve inancı
yüreklerden sökecek güç yoktur.
Kaderi değiştirebilirsiniz!..