BEDİA MUVAHHİT
Cumhuriyet öncesi sinemada Müslüman Türk kadınının adı yoktu.
Bunu yıkan
“Öncü Kadın”, Bedia Muvahhit’tir!
“Tiyatro Devi” Muhsin Ertuğrul’un yönettiği Halide Edip Adıvar’ın ünlü romanı “Ateşten Gömlek'’, Müslüman Türk kadınının rol aldığı ilk filmdir, “Ayşe” karakterini canlandıran kadın oyuncusu da Bedia Hanım’dır!
Bu film ile yaşamı değişmiştir Muvahhit’in…
Filmi çektikten sonra bakın neler olmuş.
Kendisi anlatıyor;
“1923 yılında Darülbedayi'nin
(İstanbul Şehir Tiyatroları) İzmir turnesine eşim Ahmet Muvahhit ile katıldık. Tiyatroya adım atmamıştım.
O günlerde Atatürk de İzmir'deydi. O’nu oyuna davet etmeye gittik.
İzmir o vakit Yunanlılardan yeni kurtulmuş duman ve kül içindeydi. Atatürk oyuncu olarak kimlerin olduğunu sormuş. ‘Oynayan bir Türk kadını yok mu?’ demiş.
‘Yok’ demişler. Aslında benden önce Afife Jale hanımefendi sahneye çıkmak istemiş, prova yapılmış tam oynayacağı gece polis gelmiş. Karakola götürmüşler ve perde kapanmış. Bu durumu Atatürk’e anlatmışlar. Atatürk eşime ‘Sizin eşiniz neden oynamıyor?' demiş.
Eşim ‘Yapabilir mi?’ demiş. Atatürk; ‘Eşinizi Ateşten Gömlek filminde seyrettim, muvaffak oldu, bence oynayabilir.’ demiş. Bana geldiler ‘bu gece sahneye çıkacaksın’ dediler. Piyesi daha önce okumuştum ama bir hazırlığım yoktu.
‘Ceza Kanunu’ adlı oyunda ‘Sacide’ rolünü verdiler. Çalıştım, bir günde ezberledim.
O gece oynadım. Atatürk o çamurların küllerin içinden sahneye kadar geldi.
Bana ‘İstediğimi yaptın kızım, çok teşekkür ederim’ dedi.
‘Fakat bu böyle kalmayacak, İzmir’in etrafını dolaşacaksınız, her yerde oynayacaksınız’ dedi."
****
Böylece ''Büyük Önder" Atatürk’ün teşvikiyle tiyatro yaşamı başlayan Bedia Muvahhit şehir tiyatrolarında 200'ün üzerinde oyunda rol aldı, tarihe geçti.
Adına kitaplar yazıldı.
Belgeseller çekildi.
Kadıköy'de bir sokağa ismi verildi.
Anısına posta pulu bile basıldı!..
1995’ten beri de dağıtılan tiyatro ödülleri, onun ismini taşımaktadır.
****
Tiyatronun bir başka devi Haldun Dormen, Bedia Muvahhit’i şöyle anlatır;
"Kişiliğini çok severdim, hayrandım kişiliğine.
Müthiş esprisi olan bir insandı. Gerçekten onun esprilerini hatırlamak isterdim.
Maalesef ki kaleme alan olmadı. Gerçekten inanılmaz bir kafası ve espri yeteneği vardı."
Üç yıl once yitirdiğimiz usta oyunculardan Toron Karacaoğlu da şunları söylemiştir: "Hatalarımızı tatlı tatlı böyle kırmadan o kadar güzel anlatırdı ki. Ve bir daha onu yapmazdınız. Adeta bir tiyatro dersi vermiş gibi, onun dedikleri kulağınızdan çıkmazdı. Çok şakacıydı, çok espritüeldi. Hikayeleri çok güzeldi. O kadar yerinde, dozunda hikayelerle cevap verirdi ki altından mutlaka bir ders çıkardı. Çok iyi bir öğretmendi. Bir tiyatro hocasıydı adeta."
****
O, tiyatro ve sinemanın birikimiydi.
Sevdikleri, sevenleriyle çoğalandı.
İşini aşkla yapan, gücünü “sahicilikten, doğallıktan” alan bir sanat ikonuydu.
Hayata bakışıyla etrafına sıcaklığını, insan sevgisini ustaca yayandır.
Afife Jale gibi Bedia Muvahhit de Türk kadınının simgelerindendir.
Mangal gibi yüreğiyle ortaçağ karanlığına direnip, “kadının adı var” dedirtendir yıllar önce.
"Alnında ışığı ilk hissedenlerdendir."
“Açtığı yolla Türk kadını bir daha o sahneden inmedi!..”
****
1994'te bugün 97 yaşındayken aramızdan ayrıldı
Bedia Muvahhit.
Ruhu şad olsun...