Şöyle diyor Türk'ün Atası Gazi Mustafa Kemal Atatürk gazetecilik mesleği için:
“Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hülasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.” (1922)
“Gazeteciler, kanunun ve umumun menfaatlerinin aksine muamelelere şahit ve vakıf oldukları takdirde gerekli yayında bulunmalıdır.” (1923)
İşte ben ve ekip arkadaşlarım da böyle yapıyoruz. Eğer yazacağımız satırlarda kamu menfaati varsa yahut kamu zararı varsa karşıdaki kişinin omuzlarındaki apolete, adının önündeki unvana bakmıyoruz.
Etki Haber ve Etki TV başta olmak üzere yüce devletimizin bize verdiği kamu görevini yerine getiriyoruz. Peki doğruyu korkmadan yazmanın bize faydası oluyor mu? Tabii ki oluyor, manevi katkısı inanın paha biçilemez. Okuyucumuzu, insanımızı kazanıyoruz yani siz kıymetli okurlarımızı..
Sizlere uzun süredir haber platformlarımızdan kamu zararlarını, rüşvet ve yolsuzluk iddialarını aktarıyorum. Bu yazıları sizlere sunarken de devletin resmi belgeleri ile önünüze koyuyorum. Bazen günlerce bir belgenin peşinde koşuyorum. Ne kazanıyorum dedim ya okuyucu kazanıyorum. Sizlerden gelen yorumlar ve gümrüklerde çalışanlarından gelen yüzlerce mail işte benim kazancım bu.
Yazılarımın bir kısmında da, okuyucularımdan gelen yorumlara yer veririm. Ancak bu yorumların devletin menfaati için olmasına özen gösteririm. İşte bu yazımda ise sizlere önemli gördüğüm ve devletin menfaatinin olduğu yorumlara yer vermek istiyorum.
Eskiden albenisi, saygın ve özel bir teşkilat olan gümrük teşkilatı ile ilgili yorumları sizlere aktarmak istiyorum. Hem kolluk hem de işlevselliği açısından devletin önemli kurumları arasında yer alan gümrük teşkilatındaki o düşündüren yorumları okumanızı istiyorum. Eskiden kadrolarında yer almak için çırpınılan ancak son zamanlarda amir hatta müdürlerin bile istifa edip başka meslek dallarına girecek kadar düşüşte olan gümrük teşkilatı ile ilgili o yorumlara yer vermek istiyorum.
“Aykut Bey yazınızı okudum inşallah sağlıksız bir gıda maddesi halka arz edilmemiştir. Ancak bu bakanlık ne yazık ki, bir tek ticaret erbabını mutlu etme üzerine çalışmakta . Bu bakanlığı bitirdiler. Düşünün son 5 yılda 600 civarı personel kurumdan istifa ediyorsa ve bunların içinde yıllarca dirsek çürüterek idareci olanlar da varsa, bu konu TBMM gündemine bile geldiyse, personel tayinlerinde adalet diye bir şey kalmamışsa ve bu yüzden de bir çok personel kurumu ile mahkemelikse, personel hakkını, kurum içi müracaat ile değil ancak mahkeme yoluyla alabiliyorsa, bazı personeller yolluklu yerlerde zorunlu hizmetini yapmadan 20 yıl çalışırken baziları 2. Defa zorunlu hizmet sırasına giriyorsa ,personellerin aile bütünlüğü sağlanamıyorsa bu kurumu bu duruma bilerek mi düşürüyorlar diye söyleniyorsa bakan bey bu konularda sessizse , belki bazılarına saçma gelebilir ama insan bir acaba diyor.”
“Aykut bey, Bunu laf olsun birileri rencide olsun diye yazmıyorum. İsim vermeyeceğim ama bizim müdür bile KPSS a grubu kadrolar için hazırlanıyor . Kurumun durumunu anlatmak için başka söze gerek yok sanırım. Maaslar ortada , rotasyon desen adaletsiz ve sürgüne dönüştü, bu insanlara bu kurumda çalışmak istemeleri için bir neden vermeniz gerekiyor . Bir sürü yasal sorumluluk altında , sürekli yer değişikliği yaparak , 3 kuruş maaşa verimli bir çalışma ,kuruma bağlılık bekleyemezsiniz. Memurlar sadece kendileri bu şartları yaşamıyor aileleri de onlarla beraber sürekli okul çevre değiştirip duruyor . Sizin aileniz yok mu ? Bu kadar mı gözleriniz kör ?”
En aşağıdan en yukarıya herkes gücü, yetkisi oranında batan geminin tahtalarını söküyor. Bence şaşıracak bir durum yok. Devlet tarafındayken çalanlara, yolsuzluklara göz yumanlar, emekli olunca veya devlet tarafını terkedince özel sektörde de mış gibi yaparak çalmaya, çaldırmaya mış gibi yapmaya devam ediyor.
Özetle batan geminin mallarını, tahtalarını çalma yarışı.
Anlayacağınız için, için kaynıyor koca teşkilat. Haksızlıklar, istifalar, yolsuzluk iddiaları vs. Çare gelir mi? Çare gelir ama çare veya çareler her zaman olduğu gibi sadece bir adamın omuzlarında..
O uzun adam el atarsa işler yoluna giriyor. Ya o kurum içerisindeki üst düzey yöneticiler? Onlar kusura kimse bakmasın ama yan gelip yatıyor. Okuyuculardan gümrük teşkilatının içerisinde yaşananlarla ilgili yorumlarını paylaştım bu yazımda sizlerle, elbette paylaşmaya da devam edeceğim.
Yine usta romancı Yaşar Kemal'in bir sözü ile bitireyim yazımı…
‘Gazetecilik Bir Yaratıcılıktır. Gazete Okuyucusunu Kendi Yetiştirir.’
Etki Haber ve Etki TV'yi takip ettiğiniz için sizlere tüm kalbimle teşekkür ediyor, yorumlarınızı bekliyorum.
Tabi doğal olarak soracaksınız Aykut Bey peki bu hafta okuyucularınızdan neler geldi diye. Çok ama çok önemli ihbarlar geldi yine. Ne yenilir, ne de yutulur cinsten. Umarım ki gümrüğün üst düzey yetkilileri hatta Sayın Bakan da bu ihbar ve yorumları dikkate alır ve gerekeni yapar. Buyurun efendim...
İŞTE O İHBARLAR:
Çok çok önemli
"Merhaba Aykut bey size çok önemli bir gümrük sorunundan bahsedicem . Kaç yerde çalıştım ve çalıştığım her yerde de hep aynı teskilatlanmayi gördüm ve bu konuda birşey yapmak istediğimde hep dedikodum yapıldı ve çamur atıldı o da orda çalışmak istiyor diye. kendi adamları oluyor ve bunlar sabit Anayasanin ilk 3 değiştirilemez dokunulamaz maddesi gibiler. Hatta katakule yaptiklari araca kadar ve gideceği gümrük kapısına kadar ayarlama yapılıyor . Örneğin Mersinden, Antep'ten , Urfa'dan Habur'a, Gürbulağa, Akçakale'ye vs giden ihracat tırlarında tırın dorsesinin ön kısmına ihracatı yasaklanmış veya vergisel açıdan (tarife olarak) farklı olan eşyayı yerleştirir arka kısmına da örneğin portakal , elma , muz vs yerlestirilir (dorsede ön kısımda olan yasaklı mal görünmeyecek şekilde) işte bu namussuzlar bunları da ayarlayıp kapıya gönderiyor . Tabi yine en büyük pay müdürlerin payı. Bir şey olsa bile olalı X-raye düştü adamların bahanesi yok yogunduk yok bizim gümrük sahamız yok gibi gibi halbuki bunlar şebeke ve sürekli yaptıkları iş . Normal araçlarda bile el altından araç başı rüşvet alıyorlar velhasıl ki uygun olmayan ihracı yasaklı ürünü kaça gönderiyorlar artık sen düşün.
Sizden ricam yazık bu devlete gerçekten çok yazık”
Yazar tavsiyesidir köşemin altındaki yorumları okumadan geçmeyin. Sağlıkla kalın...
Bir diğeri de şöyle değerli okuyucularım.
Urfa ihbarrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
“Aykut abem merhaba daha önce de Urfa ile ilgili sana yazmıştı arkadaşımız bu sefer ben yazıyorum. Efendim yine ayni sikayetimiz devam ediyor ve bu adam hala keyfini sürüyor kuranima. Urfa gumrugu onun ciftligi olmuş. Urfa gümrik müdürlüği hakkında. İhracat yapamaz duruma geldik. Urfa gümrüğünde ihracat ile ilgili ilgisiz her türlü işlemden dolayı bizden el altından para isteniyor . Vermedigimizde sorun çıkarılıyor, araçlarımız bekletiliyor ne yapacağımızı sasirdik. şikayet ediyoruz diye bize her gün fırça atıyor ve tehdit ediyor.
Kamuda Tasarruf deniliyordu ama galiba bu gümrük devletin resmi plakalı aracını tüm özel işlerinde kullanıyor . Kendi aracı yok devletin aracı sağolsun hepsi bizim cebimizden gidiyor . Bazen yakıtını bile bize doldurtuyor . Biriniz bu adamı durdursun litfen . İmanimizi kuritti bu efendi. Gümrüğün her noktasında bunun adamları var”