Pislikle uğraşıyorsan, usulsüzlükle uğraşıyorsan, hele hele uyuşturucu kaçakçıları başta olmak üzere kaçakçılık yapan it, uğursuz ile uğraşıyorsan, kısacası haktan haklıdan yana hareket ediyorsan dünyanın her yerinde aynı muameleyi tabi tutulursun. Önce hakkında dedikodular çıkar sonra hiç tanımadığın ama hasbelkader arkana sağına, soluna sızmış 'hani bak ben o politikacıya yakınım' mesajı vermek için sizinle resim çektiren bir kişinin, kişilerin fotoğrafları sızdırılır, açarlar. Bu da yetmedi mi parayla satın aldıkları köpeklerini üzerinize salarlar. Sahipleri belli bu köpekler ya sizin aleyhinizde şahitlik yapar ya da dava açarlar vs. Kısacası yolsuzlukla, kaçak, köçekle Allah’ına sığınıp mücadele edersen sana yapmadıklarını bırakmazlar. Alın size İçişleri Bakanı Süleyman Soylu alın size listeye yeni eklenen Gümrük Ticaret Bakanı Sayın Mehmet Muş.
NEDEN 'MEHMET MUŞ' HEDEF YAPILIYOR?
Sizlere bu yazımda karalama listesine son eklenen Mehmet Muş'un neden hedef tahtasına konulduğunu anlatacağım.
Biliyorsunuz emniyet teşkilatı 'Demir Yumruk' kodu ile hemen hemen Türkiye'nin Birçok ilinde organize suç örgütüne operasyon yaptı. Operasyon sonucunda daha öncede akçeli işlere bulaşmış birçok kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınıp tutuklananlardan biri de Hüseyin Eryılmaz adlı bir şahıstı. Bu kişi ile birlikte bazı gazete, televizyon ve internet haber portallarında Ticaret Bakanı Sayın Mehmet Mehmet Muş’un fotoğrafları yayınlandı. Fotoğrafların yayınlanmasıyla birlikte Sayın Muş'ta karalama defteri içerisine alındı. Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu ve diğer kaçakçılık olaylarına dur diyen, korkusuzca üzerine giden Mehmet Muş neden hedef gösterilmişti?
İHRACAT VE YAKALAMALAR
Muş önce şunu yaptı. Hükümetin önüne koyduğu ihracat rakamlarını yakaladı. Bu da yetmedi belirlenen ihracat rakamlarının üzerine çıktı. Ülkeye döviz girdi, devletin kasası doldu. Elde edilen başarı ne yazık bizim ülkemizde sıkça rastlanıldığı gibi bazılarını rahatsız etti. Öyle ya ülkeye döviz giriyor, sanayici, imalatçı, çiftçi malını satıyordu.
Muş ihracatta yakaladığı hedefi gümrüğün asıl işlerinden biri olan yakalamalarda da yakalamak istiyordu. Hedefi yakalamadan önce Mehmet Muş, gümrük ve dış ticaret bölge müdürleriyle bir araya gelir. Sonra düğmeye basılır. Tonlarca kokain, kilolarca eroin ve eroin ham maddesi ve milyonlarca sentetik uyuşturucu yakalanır. Olayla ilgisi olanların hepsi devletin gücüyle adli makamların önüne çıkarıldı. Anlayacağınız Sayın Mehmet Muş devletin bekası için çalışıyordu. Vatan, millet için çalışıyordu. O zaman ne yapılması gerekirdi? Tez kellesi vurulmalıydı. Rahatsız etmişti birtakım çevreleri Mehmet Muş. Şunu da araya sıkıştırmak isterim. Bakan Muş'u eleştirenler arasında ne yazıktır ki kendi partisinden insanlar da vardı. Türkiye’nin en önemli seçimleri öncesinde bilerek ya da bilmeyerek kendi parti bünyesine zarar verenleri o 20 yıllık teşkilat içinde barındırmayacaktır.
ÖRNEĞİN JANDARMA MAARİFETİ İLE YÜRÜTÜLEN BİR DİĞER SORUŞTURMADA (Elbette ortada temize çıkmış müfettiş raporları varken) sorgulamanın tamamen örgüt kurgusuna dayandırılması şahıslardan çok olayı gümrük teşkilatına ve bu teşkilatın başı olan bakan Muş'a zarar vermek üzere yürütülmesi buram buram komplo kokmaktadır.
KURUMLAR ARASI BİR ÇEKİŞME HİSSİ VEREN BU DURUMUN KİMİN YA DA KİMLERİN İŞİNE YARAYACAĞI HUSUSU İSE AŞİKARDIR!!
Onun için bir gazeteci olarak açık ve seçik olarak yazıyorum; bu fotoğrafı gündeme taşıyanlar hele ki taşıtanlar Sayın Bakan Muş'a yukarıda anlattığım konulardan dolayı operasyon çekmektedirler. Zamanlaması da manidar olan bu operasyona başta Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere yüce devletin izin vermeyeceği kanaatindeyim. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'ya sahip çıktığı gibi Ticaret Bakanı Sayın Mehmet Muş'a VE TEŞKİLATINA da sahip çıkacağından zerre kadar da kuşkum yok!
Sayın Bakan Mehmet Muş'un konu ile ilgili açıklaması ise aynen şöyle sevgili okurlarım:
Ticaret Bakanı Mehmet Muş'un, Demir Yumruk Operasyonu kapsamında tutuklanan örgüt lideri Hüseyin Eryılmaz ile fotoğraf çektirdiği iddia edildi.
Bakan Muş, sosyal medya hesabından kendisini hedef alan iddialar için açıklama yaptı.
"ÇAMUR AT İZİ KALSIN"
Bahse konu şahıs ile hiçbir tanışıklığının olmadığını ifade eden Bakan Muş, "Haberde adı geçen soruşturma ve bu soruşturma kapsamında yargılananlarla hiçbir irtibatım olmamıştır. Olması da mümkün değildir. 'Çamur at izi kalsın' saikiyle hareket edenler şunu bilmeli ki; Çok şükür bizim başımız dik, alnımız ak... Devletimize şerefle hizmet ediyoruz. Hiçbir iftira kampanyası bizi yolumuzdan alıkoyamaz." dedi.
... OTOMOBİL UÇAR GİDER ...
DEMİŞTİK, "UNUTTUN MU?" DİYENLER OLDU, ELBETTE UNUTMADIK. BUYRUN..
Otomobil uçar gider Ömrüm gibi geçer gider
Otomobil uçar gider Ömrüm gibi geçer gider
Ben talihin peşindeyim Talih benden kaçar gider
Ben talihin peşindeyim Talih benden kaçar gider
Yâr yâr güzel yolcu güle güle
Yâr yâr güzel yolcu güle güle
En çok Nesrin Sipahi'nin söylemesi hoşuma gider bu şarkıyı. Çok dinlemişimdir. Eski ama çok güzel bir şarkıdır. Ancak yenisi şimdi bizim Artvin'de söyleniyor. Otomobiller uçup uçup gidiyor. Uçuyor, uçuyor uçmaz demeyin Allah aşkına. Alın çaylarınızdan bir yudum anlatmaya başlıyorum.
Ülkemize usulsüz yöntemlerle merkezi Artvin olan 8 ili kapsayan otomobil kaçakçılığı ile ilgili Artvin Emniyeti operasyonun düğmesine basar. Yasa dışı yollarla ülkemize sokulan 16 otomobile el koyar. Bu kaçakçılıkta çok çarpıcı bir yöntem kullanılır. Türkiye’de kaza yapan 'Pert' kaydı olan ithal otomobillerin aynı model ve serilerinin Gürcistan’dan temin ederek ülkemize getirilir. Bu otomobillere kazalı araçların motor ve şase numaraları eklenerek trafiğe çıkmaları sağlanır. Ancak polis de uykuda değildir. Artvin merkezli İstanbul, İzmir, Balıkesir, Sakarya, Giresun, Aydın ve Kayseri illerinde yapılan operasyonlarda kaportacı ve motor ustaların bulunduğu 9 kişi gözaltına alınır bu gözaltındaki 3 mahkemece tutuklanır. 6 kişi için adli kontrol uygulanır. Operasyon kapsamında ele geçirilen 16 otomobile mahkemece el konur. Sözün özü iş aynı o şarkıdaki gibi olmaz. Otomobiller uçup, gitmez...
NOKTAYI KOYMADAN BAYRAM ŞEKERİ VEREYİM SİZE
Sorularım var beyler size. Hem de 100 puanlık uzman soruları yani. Boğazınız mı düğümlenir, eliniz, ayağınız, diliniz mi tutulur bilemem ama şuan önüme düşen DOĞU KÖKENLİ ihbar yenilir yutulur tarzdan değil bilesiniz...
İhbarı aynen koyuyorum ve gelişmeleri an ve an takip ediyorum. Hani bir sonraki yazım biraz sert olacak bilginiz olsun...
ŞİŞTTTT NELER OLUYOR ORADA?
Bayram öncesi Arife Günü tüm memurlar öğlen saatlerinde mesaiyi bitirdikten sonra saat 17.00 civarı Antrepoda Gümrük Mührü ile bayram sonrası için sırasını bekleyen Tıra Bölge Müdür Yardımcısı ve Gümrük Müdür Yardımcısının sözlü talimatı ile Bölge Müdürlüğü ve Kaymakamlık talimatlarına ve uygulamalarına aykırı olarak Ankara tarafından görevlendirilen Geçici Görevli Amirler olmadan, Muayene Memuru olmadan, KİBA Personeli olmadan, tır muhteviyatı eşyalar antrepoya neden alındı? Alınırken beyan harici olan, Gözetime tabi olan eşyalar antrepoda başka yere koyuldu mu? Daha basit ifadeyle yok edildi mi? Bu güzide Müdürlüğümüzde son 10 yılda böyle bir eşya bu şekilde boşaltıldı mı? Bu uygulamaya neden bayram öncesi mesai bitimine yakın geçildi. Bölge Müdürünün bu uygulamadan haberi var mı?
KIM Müdürü bu olaya onay verdi mi? Muhafaza Genel Müdürlüğüne bağlı personeller bayram sonrası bu eşyaların tespitini yapıp Tutanağa bağlayacak mı? Madem tutanaksız antrepoya eşya indiriliyor onlarca Memur hakkında tutanaklara aykırı işlem yapmaktan (memur tespitleri dikkate alınmadığı için) neden disiplin soruşturmaları açıldı?
Ticaret Bakanı Sayın Mehmet MUŞ bu müdürlüğün tarihçesini biliyor mu? Bu uygulamaya bu şekilde geçilmesindeki amaç nedir? Bayram Sonrası geriye dönük Antrepo Boşaltma Tutanağı tanzim edilmesi hukuka aykırı değil midir?