ALİ ARTUNER
“Şampiyon olamadık ama şampiyon olmuş gibi güzel günler yaşadık.
İstanbul egemenliğine meydan okuduk, üç büyükleri karşımızda savunma oynattık.
Avrupa’ya açıldık, önemli başarılara ulaştık.
Kimileri para kazandı futboldan, biz itibar kazandık.”
***
Çok soğuk bir Şubat günü, bundan 21 yıl önce yitirdiğimiz
“Moskova Panteri” Ali Artuner’dendir bu sözler.
"Uçan Kaleci" Cihat Arman...
Özcan Arkoç...
Turgay Şeren ile sık sık kıyaslanan...
Ülkemizin en iyi kalecilerinden Ali Artuner'in!
Bana göre;
"Kalede 1 Başına"ların en iyisidir.
Boyu posu, emsalsiz refleksleriyle, guven vericiliğiyle mitolojiden fırlamış "Erkek Güzeli Adonis''iydi sahaların!..
***
İrlandalı ünlü futbolcu Eamon Dunphy
“Only A Game? – Sadece Bir Oyun Mu?” kitabında; futbolun, küresel ticaretin kaçınılmaz sonucu olarak amatör ruhtan ayrıldığını, acımasızlaştığını anlatırken; futbolcunun dünyasını, sahanın içinde neler yaşadığını, statlara koşanların, izleyenlerin, eleştirmenlerin bunları bilmeden ‘’bu oyunun bir zevk, hobi olduğunu unuttuğunu, birçok olayı da tetiklediğini” yazar…
17 yaşında Sarı-Kırmızılı armadanın kalesini teslim alan ve 14 yıl araliksız koruyan Ali Artuner de, çok sayıda futbol gönüldaşının bilmediği anılarla donanmış bir “amatör”dü...
***
Ay-Yıldız; 1966’ya girerken inanılmaz kötü sonuçlar almıştı…
"Futbolun Süvarisi" Adnan Suvarı, İtalyan Hoca Sandro Puppo'nun yerine Teknik Direktör olmuştu.
Hem Göztepe'yi hem de Milli Takım'ı çalıştıracaktı.
4 gün sonra da Rusya'da bir özel maç vardı.
Süvari; en iyi oyuncuları Ali Artuner, İngiliz Nevzat(Güzelırmak) ve Buldozer Fevzi'yi(Zemzem) kadroya almıştı.
16 Ekim günü Moskova Lenin Stadı’nda
Teknik Direktör Adnan Süvari; eldivenleri Turgay Şeren’e teslim ederek “jest yapmış”, 51. kez formayı giymesini sağlamıştı.
Yerine 5. dakikada Ali Artuner geçmiş, muhteşem kurtarışlar yapmıştı.
‘’Buldozer’’ Fevzi ve ‘’Yavru ‘’Ayhan’ın gollerini radyodan duyuran usta spiker Halit Kıvanç, herkese gözyaşı döktürmüştü.
“56 Macar Zaferi” gibi bir sonuçtu bu!
***
Ruslar, 20 yıl sonra yenilgi tatmıştı kendi evlerinde.
O günden sonra Göztepeli Ali Artuner,
12 yıl Milli Takımı bırakmayacak ve
“Moskova Panteri” olarak anılacaktı.
İleride de
"Kaptanlık" onuru da yaşayacaktı.
Üç büyükler ile, Ajax, Atletico Madrid; transferi için kuyruğa girecek, o hep Sarı-Kırmızı’yı tercih edecekti.
Adnan Süvari’nin “Ali-K.Mehmet-Çağlayan-Hüseyin-B.Mehmet-Nevzat-Nihat-Ertan-Fevzi-Gürsel ve Halil’’li kadrosunun -yıldız kere yıldızı- olacaktı.
***
Ali Artuner'in Namık Kemal Lisesi'nden arkadaşı ve onu yıllarca izleyip yazacak Meslek Ustam Yazar-Şair Okan Yüksel ; “kaleci için gerekli niteliğe temelden sahip, bunu her yıl geliştiren, kaleciliği iradesiyle büyüten adamdı Ali.
Onun, topu oyuna sokmak için araç kabul ettiği uzun degajları ile goller hazırladığını, refleksleri, zekası, fizik gücü kimsede olmamıştır" der.
***
Bu satırların yazarı da artık tarih olan Alsancak Stadı’nın kömür tozu karışımlı zemininde defalarca izlemenin hazzını yaşamıştır Ali Artuner'i.
Üç direk arasında bazı maçlarda -ona çok yakışan- sarı, bazen siyah, bazen de giydiği kırmızı kazağını, santrayı geçen
el degajlarını, kedi gibi sıçrayıp rakibin kafasından top alışına defalarca tanık olmuştur.
***
Dönemin ünlü teknik adamı, AS Roma'yı çalıştırdığı dönemde Göztepe ile 2 kez karşılaşan Arjantinli Helenio Herrera, Ali Artuner'e hayran olmuştur.
Herrera'nın
Ali için söylediği şu sözler o günlerin gazetelerinde spor sayfalarının manşetine taşınmıştır;
‘’İtalya’da yabancı transferi yasağı olmasaydı Roma takımında transfere onunla başlamak isterdim.
Gördüğüm en iyi kaleciydi!
Sihirli Kedi’ydi o!..’’
***
Yıllarını verdiği Göztepe’de 2 Türkiye Kupası, 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası kazanmanın mutluluğunu yaşayan Artuner, 1974'te Beşiktaş’a transfer olmuş, ancak sakatlığı nedeniyle oynayamadan futbolu bırakmıştı.
***
Göztepe’de, Türk Futbolu'nda yaşanılası izler bırakan Ali Artuner’i unutmak olası değildir.
Futbolun sevdalıları, o günlerin tanığı olanlar;
Ali Artuner’i nasıl unutur ki?
Taraftarın yazdığı şiirdeki gibi;
“Benim yere göğe sığdıramadığım
Ali Artuner’i tabuta koymuşlar.
Bir de üstüne üstlük ‘ölmüş’ diyorlar.
Ayıp oluyor ayıp…
Efsaneler hiç ölür mü?
Ali Artuner hiç ölür mü?”