Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

Atilla KÖPRÜLÜOĞLU

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

RIFAT ILGAZ'IN AYDIN'I ...

A+A-

RIFAT ILGAZ'IN

AYDIN'I ...

 

Türkçe edebiyatın ustalarından,

insan manzaralarını Nazım Hikmet’ten sonra en yakın anlatan şair ve yazar 

Rıfat Ilgaz’ın oğlu,

Çınar Yayınları’nın sahibi Aydın Ilgaz, 82 yaşında İstanbul’da hayatını kaybetti.

O hep derdi;

"Babamı, dört buçuk yaşımdan itibaren, hapishane ya da hastane kapılarından hatırlıyorum..."

 

****

"...Yollar kesilmiş alanlar sarılmış

Tel örgüler çevirmiş yöreni

Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende

Benden geçti mi demek istiyorsun

Aç iki kolunu iki yanına

Korkuluk ol..."

"Aydın mısın?" şiirinin final dizeleridir.

"Babanız Rıfat Ilgaz şiiri -sizin isminiz de Aydın- sizin için mi yazdı sorusuna şöyle yanıt verir 

Aydın Ilgaz:

"Çoğu kişi, bu şiiri, bana yazmış zannediyor ama ben değilim.

'Aydın olsun benim oğlum' dediğinde, bu şiiri çoktan kafasında oluşturmuş. Çağdaş olsun, işe yarar olsun benden geçti demesin.

Bunlar, şiirinin bileşkeleri…"

 

****

Ataol Behramoğlu ,

Ilgaz'ın ardından şu paylaşımı yaptıydı;

"İstanbul Kitap Fuarındaki karşılaşmamız demek ki son görüşmemizmiş.

Sakal bırakmıştı, sanki biraz aksıyordu.

Fakat gözlerinde aynı dost, sıcak ışıltılar vardı.

Rıfat Ilgaz’a yakışan bir evlattı.

Geride kalanlar onu hep sevgiyle,iyi duygularla anımsayacaktır."

 

****

Melih Aşık Ustamız'dan;

"Uçak mühendisi Aydın, sırf babasına destek için THY'deki işinden ayrılmış, Çınar Yayınları'nı kurmuş, son 30 yılını babasına ve onun kitaplarını basıp yaymaya ayırmıştı.

Ayrıca çok yararlı kitaplar da yayınladı.

Tanıyanlar bilir.

"Dünya iyisi" sıfatını hak eden bir insandı...

 Rıfat Ağabey ile Aydın'ın aklımdan çıkmayan küçük bir öyküsü vardır.

Baba-oğul bir gün memleketleri Cide'ye giderler.

Gerilimli bir dönemdir.

Kaymakam kendilerine ilçede durumun gergin olduğunu, kalmalarının tehlikeli olabileceğini söyler, geldikleri gibi geri dönmelerini tavsiye eder.

Rıfat Abi uyarıyı duymazlıktan gelir.

Aydın'a döner:

- Aydın git şu bakkaldan bir büyük rakı ile meze olabilecek bir şeyler al  gel evladım...

Rıfat Ağabey üçüncü kattaki evinin balkonuna sofrayı kurar.

Balkonın ışığını yakar. Karşısına da Aydın'ı alır... Baba-oğul onları vurmak isteyen birileri varsa ışık altında tam ve savunmasız birer hedeftirler.

Orada sabaha kadar neşe içinde sohbet eder, sabahın ilk ışıklarıyla odalarına çekilirler...

Aydın pek çok çileli aydın gibi buna benzer nice zor günlerin içinden geçti ... Hiç yakınmadı. Hep çalıştı... 

Aramızdan ayrılırken...

Geride şanlı şerefli bir isim bıraktı...

Bu ülkede aydın olmak, Aydın olmak böyle bir şey."

 

****

"Kimi gittikçe kalır,

Kimi kaldıkça gider" der

Özdemir Asaf...

Aydın Ilgaz, babası Rıfat Hoca gibi hep yüreğimizin sıcaklığında.

Güzel uyusun. Rahmetle...

Bu yazı toplam 277 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.