Aykut Onur KALAYCI

Aykut Onur KALAYCI

Köşe Yazarı
Yazarın Tüm Yazıları >

KAÇAĞA BAKALIM MI ŞÖYLE.. HEM DE DİZİ ŞEKLİNDE!

A+A-

KAÇAK AKARYAKITIN DÜNÜ VE BUGÜNÜ (1)

 

Şöyle seriye bağlayalım işi. Bilgimizi, birikimimizi, yaşadıklarımızı satırlara dökelim. Örneğin, akaryakıt kaçakçılığından başlayalım.

Hani önlenebilmesi için, devletin kalbi olan TBMM'de komisyonların oluşturulduğu, yetkililerin ve tanıkların dinlendiği ama her nasılsa bir türlü önlenemeyen akaryakıt kaçakçılığını dökelim satırlara.. Ardarda yazalım okusunlar, hani bir-iki savcı, müfettiş belki de ileride yolsuzlukları yazıp çizmek için kalem sallayacaklara belge niteliğinde bir arşiv bırakalım..

Değerli okurlarım, yukarıda belirttiğim üzere akaryakıt kaçakçılığının dünü bugününü anlatan bir yazı dizisiyle karşınıza çıkmak istiyorum bu sefer. İleride hani nasipse yazacağım bir kitabın içerisinde yer edecek bilgiler vermek istiyorum bu dizide size..

BÖLÜM BİR / EXPRES OPERASYONU...

Takvim 2002'yi gösterdiğinde menşei İran olan, Van'ın Saray İlçesi'ndeki Kapıköy Sınır Kapısı'ndan, operasyondaki adı gibi, ekspres şekilde dalan trende sözde asfalt maddesi beyan edilen koca koca vagonlarda fuel-oil çıkar. Hani hep yazılarımızda hep üzerini çizerek belirtiriz ya, 'Bu işler Ankara'dan habersiz olmaz' diye aynen yazdığımız gibi olur. İşin ucu Van'dan Ankara'ya uzar.

O yılda bendeniz Ankara Gümrüğü’nün kaçak şubesindeyim. İstanbul Teftiş Kurulu'nda görevli başmüfettiş Sayın Mehmet Eryılmaz'ın o dönemdeki Ankara Gümrük Muhafaza Başmüdürü Cemal Karahan'ı aramasıyla konuya bizde dâhil oluruz. Önce, Ankara Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ekibi olarak olayın ana hatlarına hâkim olan Mehmet Eryılmaz ile başmüdürümüzün emri doğrultusunda bağlantıya geçtik.

Eryılmaz akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili toplandığı tüm verileri bize gönderdi. İşin Ankara boyutunda yapacaklarımızı, kendisine yardımcı olacağımız konuları bize bir dizi pusula ile sırasıyla bildirdi. Evraklar elimize ulaştığında ise, ben ve ekip arkadaşlarım evraklar üzerinde detaylı bir inceleme yaparak olayın boyutlarını ve yapacaklarımızı masaya yatırdık.

Belgelere göre, kaçakçılığı gerçekleştiren şirketin merkezi Başkent Ankara, adı ise 'GÖLNET' olarak belirtiliyordu. Zaman kaybetmeden iki ekip halinde evraklardaki adrese ulaştık. Ama ne görelim ki! Söz konusu şirketin yerinde yeller esiyordu.. Kuşlar bizden önce davranmış, ilgilisine operasyon yapıldı sinyalini verince şirket terk edilmişti..

BAKIN ORGANİZASYONDAN KİMLER ÇIKTI?

Şirket yerinde yok diye duracak halimiz yoktu. Hemen çevreden şirket ve sahipleri hakkında bilgi toplamaya başladık.

Yaptığımız araştırmada söz konusu firmanın bir aile şirketi olduğunu, sahiplerinin baba-oğul olduğunu, baba ve oğulun sınır ticareti kapsamında asfalt maddesi getirme belgesi sahibi olduğunu ortaya çıkardık. Ayrıca firmanın belediyelerle çalıştığını tespit ettik. Firma ile hangi belediyenin çalıştığını deştiğimizde ise, Bala’nın Avşa belediyesi karşımıza çıkan belediye oldu. Hemen ekiple belediyeye gittik. Belediyede yaptığımız ilk incelemede, söz konusu firma ile ilgili belediyeler arasında kesilmiş faturalar olduğunu gördük. Kaçakçılık biz araştırdıkça çorap söküğü gibi çözülüyordu.

Yaptığımız araştırma ve sonuçlarını hemen başmüfettişe bildirdik. Ertesi gün ise, kaldığımız yerden 'Bismillah' diyerek işe koyulduk. Araştırmanın ilk haftasında yerini belirlediğimiz GÖLNET firmasının sahipleri baba ile oğlunu gözaltına aldık.

Merkezde sorguladığımız baba ile oğlunun anlattıkları karşısında ben ve ekip arkadaşlarımız duyduklarımıza inanamadık. Olayın boyutu çok büyük olayın kahramanları sadece sıradan baba ile oğlu değildi.

Trenle yaklaşık olarak 200 bin ton kaçak akaryakıt yurda sokulmuştu. Olayın maddi boyutu ise o dönemin parasıyla 125 Trilyon Lirayı buluyordu. Kahramanlara gelince sevgili okurlarım operasyon kapsamında Avşa Belediye Başkanı tutuklandı. Ardından Van Kapıköy Gümrüğü'nde müdür vekili, müdür yardımcısı ve kaçak malın tahlilini yapan o dönemdeki Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim görevlisi bir doçent cezaevine konuldu.

Yazımın bu bölümünde kısa bir not düşmeyi boynumun borcu olarak görüyorum. Olaya karışan müdür yardımcısı ne hikmettir ki, daha sonra müdür yapılıyor!

2007 yılında ise, İstanbul'un kritik gümrüklerinde görevlendiriliyor ve ne acıdır ki 15 Temmuz kanlı darbe sonrası görevden alınarak şef yapılıyordu.

Ha derseniz bu kişiyi müdür yapanlar üst düzey görevlilere bir yaptırım uygulandı mı? Yok kardeşim, yok sevgilim okurum. Aslan gibi işlerine devam ettiler. Ne kalkan, ne güç var arkalarında önlerinde değil mi?

YAŞADIĞIMIZ ŞU GÜNLERE GELİRSEK..

Efendim bu sefer yer, Gürbulak Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü'dür. Kaçakçının beyanlarına göre, asfalt maddesi tahlil sonucu fuel-oil çıkar. Ayrıca ürünün işlenerek yakıt olarak kullanılabileceği de belli olur. Savcılığın emriyle 26 tankere el konulur. Olaya kim karışmışsa hakkında adli işlemler başlatılır. Takdir edersiniz ki, bize de bu operasyonda görev almış ve kaçakçılığı ortaya çıkarmış görevlileri de takdir etmek düşer. Umarım ikinci örnek daha çok yapılır ve gümrükler üzerindeki kamuoyunun yanlış düşüncesi ortadan kalkar.

Sevgili okurlarım, şimdi diyeceksiniz ki “Peki 2. bölümde neler var?” Vallahi detay vermeyeceğim ama ikinci bölüm biraz daha çarpıcı ve de biraz sağa sola dokunan cinsten bilginiz olsun!

 

Bu yazı toplam 3672 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar