İZMİR BAROSU'NDAN 'KORONA' AÇIKLAMASI..CİDDİ KAYGILARIMIZ VAR
İzmir Barosu yazılı açıklama yaptı...
İzmir Barosu korona salgını ile ilgili açıklama yaptı. Yazılı açıklamada şöyle denildi:
' Artık bir kitle imha silahı gibi işlev gören Koronavirüs, tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Dünya genelinde farklı ülkelerde yaşananlara baktığımızda, konunun belirsizliğini koruduğunu görebiliriz. Bu süreçte ülkemizde şimdiye kadar yaşananlara göz attığımızda ise sürecin doğru yürütüldüğüne ve yeterli önlem alındığına dair kaygılarımız artmaktadır.
Çin ve ardından İran’da başlayan salgın krizinin hemen başında bu ülkelerle irtibatın kesilmemesi, umreye gideceklere izin verilmesi ve dönüşlerinde kesin bir karantina uygulaması yapılamaması, enfekte hasta sayılarının şeffaf biçimde toplumla paylaşılmaması, zaten yerlerde sürünmekte olan hükümete yönelik güveni, iyice yok etmiştir.
Hükümetin verdiği bilgilere güvenmeyen halk, doğru bilgi almak için sosyal medyaya yüklendiğinde konu daha da karışık hale gelmiş; yanlış, kasıtlı, teyit edilmemiş bilgiler kaos ortamı yaratarak vatandaşın panik yapmasına neden olmuştur.
Cumhurbaşkanı’nın son yaptığı açıklamalar toplumda güveni tesis etmemiş, tam tersine sadece sermayeye güven veren, çalışanı, işsizi, esnafı, kriz mağdurlarını, yoksulu yok sayan bu tedbirler, devlete olan güvene de son noktayı koymuştur.
Yaşananlar açıkça göstermektedir ki, bu kriz aslında kapitalizmin krizidir. Bu krizden ancak toplumsal dayanışmayı yükselterek en az hasarla çıkabiliriz. Bu bağlamda yapılabileceklere ilişkin önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz:
1.Bu süreçte görülmüştür ki; bilime, eğitime ve sağlığa daha fazla değer verilmelidir. Bugünlerde kısıtlı imkânlarla, canla başla çalışan sağlık çalışanlarına özellikle çok teşekkür ediyoruz ve onların güvenle görev yapabilmeleri, morallerinin yüksek tutulması için her türlü imkânın öncelikle seferber edilmesini talep ediyoruz.
2. Ülke acilen karantina altına alınmalı, çalışanlara ücretli izin verilmelidir.
3. 60 yaş ve üstü yurttaşların sokağa çıkmaları engellenmeli, onların gıda ve sağlığa erişimleri kamu kaynakları ile karşılanmalıdır.
4.Alt gelir gruplarının temel gıda ve hijyen maddelerine erişimi için kamu kaynaklarına başvurulmalıdır.
5. Yoğun kalabalıkların bir arada bulunduğu mülteci geri gönderme merkezlerinde gerekli tedbirler maksimum düzeyde alınmalı, bu merkezler dışında barınan mülteciler için de alt gelir gruplarıyla benzer şekilde hijyen ve temel gıda malzemesi temini kamu kaynaklarıyla sağlanmalıdır.
6. İşsizlik maaşının süresi uzatılmalı, salgın sürecinde işsizlik maaşı kesilecek olan çalışmayan yurttaşlara bu maaş verilmeye devam edilmelidir.
7. Bu süreçte vatandaşların sağlığa erişimi ücretsiz olmalıdır.
8. Salgın sürecinde ihtiyaç halinde, özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmelidir.
9. Salgın açısından büyük risk taşıyan cezaevlerinden, ilk aşamada basit suçlardan tutuklu ve hükümlüler ile siyasi tutuklu ve hükümlüler serbest bırakılmalıdır.
10. Yerellerde, il bazında Belediyelerin önderliğinde STK, meslek odası ve sendika temsilcilerinin de içinde yer aldığı kriz masaları kurulmalıdır.
11. Önümüzde kötü örnek oluşturan ülkelerde yaşananlar da dikkate alınarak olası en kötü senaryoya göre eylem planları hazırlanmalı, kriz anında kentin tüm imkânları (mekân, araç, ekipman vb.) kullanılabilmelidir.
Duanın, kolonyanın yeterli olmayacağını, küresel krizin aşılması için yerellerde bilimi esas alan toplumsal dayanışmaya ihtiyacımız olduğunu bir kez daha vurgulayarak, halkımızı panik yapmadan başta hekimler olmak üzere, bilim insanlarının önerilerine uymaya, bireysel kurtuluşu değil toplumsal dayanışmayı esas almaya davet ediyoruz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.