HARBİYELİ SAİM...
HARBİYELİ SAİM..
Her Harbiyeli, demir taktıktan sonra Mareşal olmayı özler.
"21 Mayısçılar" demir takamadı. Ama içlerinden biri Karşıyakalıların yüreklerinde yeşil kırmızı gül oldu sevdiğimiz "Harbiye'nin Toto"su!
****
Kristal avizeden dökülen ışıkların aydınlattığı “U” şeklindeki masanın çevresinde eşleriyle birlikte elli altmış kişi kadardılar.
Son derece neşeli bir geceydi.
Yemekler yenilmiş, içkiler içilmiş, hatıraların ara sokaklarında gezilen sohbet giderek koyulaşmıştı.
Arada kahkahalar patlıyor, derken birkaç kişinin gözü, bir sözcüğün çağrışımından dolana dolana bir noktaya saplanıyordu.
Saat gecenin on ikisine yaklaşırken, “Dikkat” diye sert bir ses duyuldu.
Masada oturanlar, bir biri arkasından ayağa fırladılar ve hazırola geçerek gür sesleriyle Harbiye Orduevi’nin loş salonlarını çınlattılar;
“Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız
Tufanları gösteren tarihlerin yadıyız…
Kanla irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti…”
****
Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde bir araya gelen ESHARBİTAL’liler yani eski harbiye talebelerinin 1963 yılından bu yana her sene 21 Mayıs’ı 22 Mayıs’a bağlayan gecede yaşadıkları bir törendir bu.
Bundan tam 54 yıl önce 21 Mayıs olaylarına karıştıkları için Kara Harp Okulu’ndan uzaklaştırılan 1459 kişi böyle bir gelenek oluşturmuş ve zamanın içerisinde azalan sayılarına rağmen içlerindeki "Harbiyelilik" ruhunu hep diri tutmuşlardı.
Her biri kendi sahasında önemli isimler olan 1963 Harbiyelileri her yıl bir araya geliyor.
Delikanlılık günlerinin o heyecanlı atmosferini yeniden soluklanıyor ve gece yarısı biraz buruk bir sesle de olsa "Harbiye Marşı'’nı söyledikten sonra yeni bir güne başlamak üzere dağılıyorlardı.
****
Kimi işadamı, kimi milletvekili, kimi gazeteci, kimi öğretim üyesi, kimi de sporcu olarak ünlenen eski Harbiyelilerdendir Saim Çınar.
“Yiğit” lakabı ile anılırmış.
Merzifon delikanlısı Saim Çınar da "Harbiye’nin Toto’'sudur.
O yiğit, Harbiyelilerden Saim Çınar, sporun birçok alanında hep başarılı olmuş, uzun mesafe Atatürk koşusunda, 110 metre engelli koşusunda, birincilikler kazanmıştır.
Hentbolde gol kralı olan Saim Çınar, Voleybol takımının da as oyuncusudur.
Harbiye”de atlet, voleybolcu ve hentbolcu olarak başarılara adını yazdıran Saim Çınar, yüksek öğrenimini sürdürmek için geldiği İzmir’de futbolla Karşıyaka’da tanışmıştır.
****
1969-1970 yılında İkinci Lig Kırmızı Grup'ta bulunan Karşıyaka, sezona ligde kalmak amacıyla başlamasına karşın birden şampiyonluk mücadelesi içinde bulur kendisini.
Şampiyonluk yolunda Manisa’da zor bir dönemeç vardır.
Bu maç kazanılırsa, şampiyonluk yolundaki en önemli engel aşılmış olacaktır.
Ve Karşıyaka kazanır. Saim Çınar’ın 35 metreden attığı harika golle maç, 1-0 kazanılır.
Maç bittiğinde sahaya yağan güller değil, taşlardır.
Kafkaflı taraftarların yüreklerinde yeşil sevda, taşlarla yaralanan kafalarında kırmızı kan vardır. Gece, “Vural’ın Yeri"nde, kafaları kanlı bezlerle sarılı Karşıyakalıların “Kaf Sin Kafları”yla gün ışıyana dek sürer.
O gün, “Gün şarkıydı dudaklarda/Gece bir daldı uzun”.
Ve o büyük şampiyonluğu kazananların adları gibi "Harbiye’nin Toto’'su Saim Çınar’ın adı da Karşıyaka tarihine bir karanfil kokusunda yazıldı.
****
Ve sonra sevmeyi sevenlerden Saim, Handan’ı sevdi.
Her Harbiyeli, asteğmen demiri taktıktan sonra mareşal olmayı özler.
Oysa 1459 Harbiyeli gibi Saim Çınar da 1963 yılının 30 Ağustos gecesi, ilk ve son kez simgesel olarak bir demir takıyordu omuzlarına.
Ve artık bir daha o demirleri takamayacaklarını yavaş yavaş anlamaya başlıyorlardı.
Çünkü mahpustular.
Saim Çınar, mareşal olamadı!
Ama Karşıyakalıların yüreklerinde söylenen ve hep söylenecek olan bir güzel türkünün, Kaf Sin Kaf türküsünün yeşil kırmızı gülü oldu, sevdiğimiz…
xxx
Yapraklara dallara
Yeşillere allara,
Nice Nice Yıllara ‘’HARBİYELİ SAİM..’’
Nice Nice Yıllara…