GÜMRÜK NOBELİ
Prof. Dr. Daron ACEMOĞLU kurumların nasıl oluştuğunu ve refah üzerine etkilerinin konusuyla, iktisat bilimleri The Sveriges Nobel 2024 yılı ödülünü aldı. Teorik olarak sömürge döneminde siyasi ve ekonomik kurumların daha sonra reform yapmanın zorluklarını ekonomik ve siyasi kurumların refahı nasıl etkilediklerini değerlendirmektedir.
BAŞLIKLARIMIZ ŞUNLARDIR:
Şimdi aynı perspektiften baktığımızda, gümrüğümüz idari yapılanması 7 Temmuz 2000 yılındaki Gümrük Birliği anlaşmasını imzalamamız ile yeni bir başlangıç olarak ele alabiliriz. Malların serbest dolaşımı, teknik mevzuat uyumu, ortak ticaret politikası tercihli gümrük rejimleri, ortak tarım politikaları, gümrük kodları, yasalar, ortak komite, danışma, uyuşmazlıklar, korunma tedbirleri uyumu başlıkları altında değerlendirebiliriz.
Bir diğer mali milat 4 Temmuz 2018’deki 698 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle idari yapının yeniden belirlenmesidir.
GÜMRÜK YAPILANMAMIZ ŞÖYLEDİR:
2000 yılı öncesinde gümrüklerde bütün işler manuel ve merkez denetiminde yapılırken, AB uyum yasaları ile bilgisayar destekli ve yerel idareler tarafından işlemler ikmal edilmeye başlanmıştır. Merkezi kontrol zayıflamış yetkiler ve sorumluluklar yerel idarelere geçmiştir. Gümrük işlemleri hızlanmış, bu sayede ithalat-ihracat rakamları günden güne artmıştır.
İdari yapıdaki manuel-merkezi değerlendirme, interaktif-yerel değerlendirmeyle başarı ve etkinlik oranı artmıştır. İdare 2018 yılında Ticaret Bakanlığı olarak yeniden yapılanmıştır. 22 merkezi idari birimin 18'i Genel Müdürlük, 3'ü başkanlık, 1'i komisyondur. 18 adet bölge müdürlükleri ile yerel yapılandırmasını sürdürmektedir.
KARDA MIYIZ YOKSA ZARARDA MI?
Gelelim Nobel Ödülü 2024'te ortaya konan durumun ne kadarı gümrüklere uymaktadır.
Gümrük işlemleri ile işe başladığımızda ilk incelenmesi gereken AB ile uyuştuğumuz malların serbest dolaşımını sağlayan belge ile (ATR) ülkemizin ve AB'nin lehine ne kadar bir hülasa içinde olduğumuz bugüne kadar hiç açıklanmamıştır.
(ATR) ilk malların serbest dolaşımında karda mıyız zararda mıyız?
Son beş yıla baktığımızda İhracat/İthalat 2018 yılı 77/77 ;2019 yılı 76/67 ;2020 yılı 70/73 ;2021 yılı 93/85 ; 2022 yılı 103/93 ;2023 yılı 104/106 ; milyar dolar olmuştur.
AB uyumu ile kaç tane kurum oluşturulmuş, değiştirilmiş, kapatılmış, ismi farklılaştırılmıştır?
2000 yılından sonra çıkarılan mevzuatlar birebir uyumu mu, değişimi mi, yenileşmeyi mi sağlamıştır?
En çok değişim mevzuat açısından gümrüklerde olmuştur.
‘Bu değişimi teşkilat yetişebilmiş midir?’ derseniz yüzde olarak değerlendirirsek % 50 yetişebilmiştir. Yetişilemeyen % 50'lik kısımda Avrupa Birliği raporlarına ve oradan gelen mali kaynaklarla çözülmeye çalışılmış, diğer bir kısmı gümrük işlemleri özelleştirilmeye çalışılmış. Yetki ve kaynaklar özel kurumlara aktarılmıştır. Sorumluluklar %50'lik kısımda özelde devredilen yetki ve kaynaklar seyredilmeye bırakılmıştır.
İlk başta personel yapısı, özlükleri, hareketleri 1965 yılı Devlet Memurları Kanunu DMK ile çözülmeye, maliyenin para politikaları ile işletilmek üzere merkezde bırakılmış. Fakat 25 yılda hiçbir gelişme olmamıştır. Ek ödemeler 2007 yılında düzenli değil diye maliye tarafından gasp edilmiş. 2024 yılı itibariyle taşra personeli diğer kurumların yarısı kadar ek çalışıp topladığı mesaiyi almaktadır.
HESAPSIZ GEÇEN SÜRELER ŞÖYLEDİR:
Ticaret Bakanlığı kendisi topladığı mesaileri dağıtamamış. Maliye hesap üzerinden ‘ben takip ederim’ deyip hesapsız bir 17 yıllık süreç geçirilmiştir. Hiçbir Ticaret ve Maliye Bakanı ve yetkilisi, sendikalarımız bu hesabı kontrol edip açıklamamış personelin özlük hakkı gaspını seyretmektedir. Tayin politikası 25 yılda her 5 yılda bir tıkanmış ve takriben her 2 yılda bir Genel Müdür değişikliği olmuş, 5 kere mevzuat değişmiştir. Kurumsal bir yapı oluşmamış, oluşturulmamıştır. 12 Gümrük Bakanı değişmiştir.
Sayın Ruhsar PEKCAN eski bakanımız memurların yolluklarına göz dikmiş, görev yapmadığı yetkisi ve sistemin izin vermediği halde ekonomi birimlerine yolluk ödemesi yaptırmıştır. Taşrada avukatların yardımcı hizmetlilerin, güvenlik görevlerinin, gümrük işlerini yapma yetkisi bulunmamakta, sistem izin vermemekte olduğu halde yolluk almaktadırlar.
Görüldüğü üzere Ticaret Bakanlığı mesai ve yolluk sistemini çözmemiş işi devretmiştir. Personel açısından kurumsal bir görünüm oluşturulmamış, 12 bakan değişikliği ile her iki yılda bir bakanla birlikte bütün personel birimi değiştiğinden hiçbir iyileşme düzenleme olmamış, sadece merkez birim 1965 model DMK hükümlerinden faydalanır olmuştur.
Bunun en güzel örneğini de dış kurumlardan Ticaret Bakanlığı merkezin pastalı kadrolarına 26 tane yönetici, daire başkanı üstü atama gerçekleştirilmiş teşkilatın kurumsal kimliği zayıflatılmış, dirençleri engellenmiş, özlük hakları ellerinden alınıp liyakat, kariyer, yükselme, göz ardı edilmiştir.
HİLKAT GARİBESİ DÜZEN ŞÖYLEDİR:
Gümrük İdaresi’nin yaptığı işlemler merkezden alınıp yerele devredilmiş. Bu devirde yetkiler, sorumluluklar devredildiği halde özlük hakları ve kariyer devredilmemiştir. Bölge Müdürlükleri, Bölge Müdür Yardımcıları, Müdürler, muayene memurları bakanlığın 2000 yılından önce yaptığı idari işleri inceleme, denetim, değerlendirme ve takibat işlemlerini yaptığı halde çeşitli bahaneler üretilerek özlük hakları A sınıfı kadrolarından verilmemektedir. Hilkat garibesi bir özlük düzeni oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Uzmanlar ve müfettişler taşraya çeşitli mazeretler ile merkezden çıkmaya başlamış kadro, iş ve maaş olmadığı içim hukuken mali açıdan yapabilecekleri iş olmadığı halde yama yapılmaya çalıştırılarak A kadroları devam ettirilmekte, hukuki açıdan alt kadrodaki işleri vekaleten yaptırılmaya çalışılmakta, hukuken suç işlenmektedir.
Bölge Müdürlükleri, Bölge Müdür Yardımcıları, Şube Müdürleri, muayene memurları bölge müdürlüğünde görevli A sınıfı kadrolara ataması yapılmalı, kadroları açılmalıdır. Bu sistem oluşturulmadığında maliyenin taşradaki Ticaret Bakanlığı müfettiş ve uzmanlara vekaleten yaptırılan müdürlük ve Bölge Md. yardımcılıkları görevlerindeki fazla ödemelerden kadrolarında bulunmayan bordrolarını imzalayanlar ve fazla bedel alanlar hukuki sorumludur.
GÜMRÜKTE TOPLANAN PARA ŞÖYLE KAÇIRILMIŞTIR:
Başka bir açıdan kurumlarımıza bakarsak Ticaret Odalarına bakanlığımız neleri devretmiştir dediğimizde?..
Menşe Şehadetnamesi tescil, ATR tescil, TIR karnesi işlemleri, teminat işlemleri, sınır karayolu gümrük kapılarının işletilmesi diyebiliriz.
‘Bu devirler bir yapı halinde incelenip raporlanmakta mıdır?’ diye sorarsanız HAYIR diyebiliriz. Ticaret Bakanlığı’nın bugüne kadar hiçbir açıklaması olmamıştır. Yap işlet devret politikası ile 13 kara sınır kapısı dünyada ilk olarak devredilmiştir. İşletilmesi idare tarafından yapılamamıştır.
60 hava limanının 50 tanesi Devlet Hava Meydanları işletmesi, 10 tanesi özel işletmelerin elindedir. 39 tanesi dış uçuşlara açıktır. 105 adet deniz hudut kapısı bulunmaktadır. Bunların 6 tanesi Türkiye Denizcilik işletmelerinde, 3 tanesi Devlet Demir Yollarındadır. Diğer 100 tanesi özel sektörlerdedir. Bu özel işletmelerle ilişkileri merkezi idare düzenlememiştir. TOBB ile kara sınır kapılarında toplanan ve arttırılan değerler ile gümrük personeline yatırım ve değerlendirme yapılmamış. Biriken değer 2019 yılı verileri ile 843 Milyon TL yatırılmış. Bugünün parası ile 143 MİLYON USD YATIRILMIŞTIR.
KISACASI GÜMRÜKTE TOPLANAN PARA KAÇIRILMIŞTIR.
Personelin alın teri ile TOBB'un topladığı para adaya gömülmüştür. Hiçbir gümrük teşkilatına artı değer yaratmamış. Hiçbir tacire artı katma değer oluşturmamıştır.
Gümrük Yönetmeliği 574 maddeye göre 2009/2016 yılında yetkilendirilmemiş. Gümrük Müşavirliği ihdas edilmiş. AB sisteminde mevcut bulunmayan gümrük idaresinin elinde bulunan yetkiler (YGM) sistemine aktarılmıştır. O yetmemiş yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri birebir işlem yapması gerektiği halde 4 adet müşavir yardımcıları eli ile atrepolarda eşya giriş, çıkış ve statüleri belirlenmektedir. Antrepo varışlı işlemlerde gümrük idaresinin evrak düzenleme, kontrol ve sonlandırma yetkisi alınarak, imza yetkisi bulunmayan müşavir yardımcılarına yaptırılmaktadır.
Kısaca YGM sistemi antrepolarda kaldırılmalıdır.
Antrepo ve geçici depolama yerlerindeki işlemleri tekrar idare eliyle yapılmalıdır.
Dahilde işleme yeniden ele alınmalıdır.
AB’de yüzde 7 olan oran ülkemizde dış ticaretin yüzde yetmişi kadardır.
Bu çarpık yapılanma düzeltilmelidir.
Kısaca idari yapılanma yeniden ele alınmalı taşradan saklanan uzmanlık kadroları verilmelidir.
Gümrük NOBEL almak istiyorsa önce kurumlaşmalı, teşkilatın yapılanması taşraya uzmanlıklar ihdas edilerek AB teşkilat yapısına benzer kurum ve işleyiş takip edilmelidir. Eskimiş, çalışmayan, ters çalışan mevzuat yeniden düzenlenmelidir.