BAHARI BEKLERKEN ÖLÜM GELDİ MEMLEKETİME
Şair “Dağlarına bahar gelmiş memleketimin” diye sesleniyordu dizelerinde…
Biz baharı beklerken ölüm yağdı memleketimize...
Yerle bir olduk, ölümler, enkazlar, feryatlar, acılar, ahlar...
Hepimiz o depremde enkaz altında bırakıldık, ölüme terk edildik...
Tutmadılar, koruyamadılar, kurtaramadılar...
Binlerce çiçek soldu o yıkıntıların altında.
Yine de bütün bu felaketin orasında bir umuda tutunduk hepimiz.
Bir yaşam, bir nefes, bir sesle sarıldık birbirimize.
Bir can daha kurtulur diye bekledik sabahlara kadar, günler sürdü bu böyle.
Biz baharı beklerken halkım,
ölüm geldi memleketimize…
***
Kimi dünya başına yıkıldığında bile sımsıkı tutundu yaşama.
Kimi dayanamadı üstündeki ağırlığa.
Bebekleri yaşasın diye üstüne siper oldu anneler...
Kızının cansız ellerini bırakmadan günlerce bekledi babalar...
Çocuklar ahh çocuklar...
Ölüm en çok onlara yakışmadı...
Geleceğimiz, yarınımız, umudumuz onlar.
Kimi öksüz kaldı, kimi yetim...
Kimi hayatının baharında soldu, kimi daha minicik bebek...
Yarım kalmış binlerce hayatlar...
Yıkılan şehirlerden yükselen feryatları duyuyoruz, yüreklerimiz paramparça...
Çaresizlik daha önce hiç bu kadar acıtmış mıydı bizi, hatırlamıyorum.
Hangi teselli avutur , hangi güç yeter bu acıyı yıkmaya?
Şairler ki; ölümü önüne katar da sözcükler koşturur ardından, ben bu acıyı anlatacak güçlü bir kelime bulamıyorum.
***
6 Şubat 04.17 deprem...
Yalnız Kahramanmaraş'ta, Hatay’da, Adıyaman’da, Adana’da, Gaziantep 'te, Malatya’da, Diyarbakır’da, Sanlıurfa'da, Osmaniye'de, Kilis'te değil; bütün memleketin yüreğinde deprem! Memleketin yüreği yangın yeri…
Sarsılıyoruz, zaman duruyor...
Sarsılıyoruz, ölüyoruz...
Sarsılıyoruz, "her şey bitti" denildiğinde yıkıntıların altından yükselen bir umutla tutunuyoruz yeniden..
Ben daha önce hiç bu kadar kederle yazı yazmamıştım.
Ve ben daha önce yaşamaktan hiç bu kadar utanmamıştım.
Yemek yemekten, uyumaktan, sıcak bir evde oturup kederlenmekten utanıyorum.
"Hastayım" demeye utanıyorum, "yorgunum" demeye, "canım acıyor" demeye utanıyorum
Biliyorum hepimizde aynı mahcupluk, aynı utanma.
Aç açıkta kalan yavrularımızı, soğukta evsiz ocaksız kalan kadınlarımızı, çaresizlik içinde kalmış babaları, eşleri, oğulları düşündükçe, seslerini, feryatlarını duydukça, izledikçe felaketi, UTANIYORUZ YAŞAMAKTAN…
Bu memlekete bu acıyı yaşatan ve hâlâ utanmayan, bu felaketin tüm sorumluları adına da UTANIYORUZ.
Memleketimize ölüm getiren, ölüm satan alçaklar adına milletçe UTANIYORUZ.
"Bu son olsun" dediğimiz kaçıncı felaket… Bu kaçıncı ölüm…
Memleketin yüreğinde kapanmaz yaralar açan utanmazlar adına UTANIYORUZ.